🪁 5 Sınıf Çiçeğin Kısımları Ve Görevleri
Budergi Bizim Dergi'miz olduğuna göre herkese hitap etmeli diye düşündük ve dergimizin içeriğinin eğitim, bilim ve teknik, teknoloji, kültür-sanat, okulumuzun etkinlikleri ve bölümlerin tanıtılması olmasına karar verdik. Çalışmalarımızı görev dağılımını yapıp, yazıların içeriklerini belirleyerek sürdürdük.
Anasayfa/ Etiket Arşivi: Çiçeğin Kısımları ve Görevleri. 05 Mart 2013 1 Yorum. Çiçek ve Çiçeğin Kısımları Çiçekli bitkilerin üreme organları çiçektir. Çiçek, tohumlar vasıtasıyla yeni bireylerin oluşmasını ve bitkinin devamını sağlar. Çiçekte renk ve şekilleri farklı kısımlar bulunur. Bu kısımlara
çimlenmesiile polen tüpünün ovaryuma ulaşmasını sağlar. Ovaryum (Yumurtalık): Dişi organın en Önemli kısmıdır. En altta bulunur. Şişkin bir
SınıfFen Bilimleri 5. Ünite Bitki ve Hayvanlarda Üreme Büyüme Gelişme EŞEYLİ ÜREME 1. Ünitede hücrenin yapısını ve farklı görevleri yerine getiren farklı hücre çeşitleri olduğunu görmüştük. Üreme hücrelerinin görevi ise canlıların üremesini sağlamaktır. ÇİÇEĞİN KISIMLARI; Çiçek Sapı: Çiçeği
3 Çanak Yapraklar: Çiçeğin en dışında yer alan, yeşil renkli kısım olup, yaprağa benzer. Görevi, çiçeğin iç kısmını dış etkilerden korumaktır. Bazı bitkilerde fotosentez yapabilir. 4- Taç Yaprak: Çanak yapraktan sonra gelen, değişik renklerde olabilen kısımdır. Taç yaprakların dip kısımlarında lezzetli ve
kapalıtohumlu bitkiler ( İng: angiosperms) Kapalı tohumlular. Kapalı tohumlular, açık tohumlulara göre daha gelişmiş bitkilerdir. Bitkiler alemi nin büyük kısmını kapalı tohumlular oluşturur. Çiçek. Kapalı tohumlu bitkilerin gerçek çiçekleri vardır. Çiçeğin görevi üremedir. Polen oluşumu ve tozlaşma çiçekte olur.
Çiçeksizbitkilerin hemen hepsi spor meydana getirir. Sporlar çimlenerek haploid bitkicikleri (gametofitleri) oluştururlar. Üremelerinde eşeysiz ve eşeyli üremenin birbirini takip etmesi yani döl almaşı (=metagenez) görülür. Su yosunlarının çoğunda zigot mayoz geçirerek sporlar oluşur ve haploid evre hakimdir.
7SINIF FEN VE TEKNOLOJİ 6.ÜNİTE İNSAN VE ÇEVRE Bitkilerin toprak üstünde bulunan kısımları da vardır, Bunlardan biri bitkinin gövdesidir. Kimi bitkilerin gövdeleri ince, yumuşak ve yeşildir. Parlak renkli ve güzel kokulu bu yapraklar çiçeğin taç yapraklarıdır. Şimdi de çiçek sapının üst kısmında yer alan
Çiçek çiçekli bitkilerin çogalmasını (üremesini) saglayan bölümüdür. Üzerinde bitkinin üreme organları bulunur. Farklı renklerde ve özelliklerde olabilir. Renkleri ve yaydıkları koku böcekleri çeker. Bu sayede bitkilerin üremesi kolaylaşır. Yaprak, bitkilerin besin üretimi, gaz alışverişi ve terleme yapan bölümüdür.
rPId943. KONU ÖZETLERİ 29 Aralık 20204 Ocak fen, fen konu anlatımı, fen konu özeti, konu, konu özeti, ders notları, fen, fen konu özetleri, fen kuvvet, sürtünme, sürtünme kuvveti, Fen Bilimleri, fen bilimleri konu özetleri, fen bilimleri ders notları, fen bilimleri konu özeti, fen ders norları, fen ders notları, fen konu anlatımı, fen konu özeti, fen konu özetleri, fen sürtünme, sürtünme ders notu, sürtünme konu, sürtünme konu özeti, sürtünme Sürtünme Kuvveti Konu ÖzetiSÜRTÜNME KUVVETİ NEDİR?Cisim ile temasta bulunduğu yüzey arasında meydana gelen, cismin hareketini zorlaştıran veya engelleyen kuvvete SÜRTÜNME KUVVETİ kuvvetinin yönü , cismi hareket ettirmek için uyguladığımız kuvvete ters bir topu durduran sürtünme arabaların fren sistemlerinde sürtünme kuvvetinden ile defter arasındaki sürtünme sayesinde yazı birbirine sürtersek sürtünme kuvvetinden dolayı yollarda sürtünme kuvveti az olduğu için dönemlerde insanlar sürtünme kuvvetinden faydalanarak ateş KUVVETİ NELERE BAĞLIDIR?Sürtünme kuvveti çok pürüzlü yüzeylerde büyük, az pürüzlü yüzeylerde küçük Bir oyuncak arabayı mermer, kum ve çakıl taşlarından oluşan üç farklı zeminde hareket ettirecek olursak mermer yüzeyde daha kolay hareket eder. En fazla zorlandığı yüzey ise çakıl taşları olur. Çünkü mermer yüzey az pürüzlü iken çakıl taşları çok pürüzlüdür ve sürtünme kuvveti bu yüzeyde Tamamen pürüzsüz yüzey yoktur. Mikroskobik boyutta bakıldığında her yüzey Pürüzlü YüzeylerHalıToprakÇimÇakıl taşıZımpara kağıdıKeçeTaş duvar Pürüzlü YüzeylerMermerFayansBuzCamLaminentPorselen kütlesi arttıkça sürtünme kuvveti de boşluk olduğu için sürtünme kuvveti kuvveti her zaman olumsuz değildir. Olumlu yönleri de Kuvvetini Artırmaya Yönelik ÖrneklerKarlı havalarda tekerlerin kaymaması için zincir takılması veya daha pürüzlü kış lastiklerinin kullanılmasıHaltercilerin halteri kaldırmadan önce ellerine pudra sürmesiKarlı havalarda tabanı girintili çıkıntılı botlar giyilmesiMerdivenlerde kaydırmaz bantlar kullanılmasıKışın buz tutan yollara kum serpilmesiKaleci eldivenlerinin iç yüzeyinin pürüzlü olmasıSürtünme Kuvvetini Azaltmaya Yönelik ÖrneklerKapı menteşelerinin ve makine parçalarının yağlanmasıAğır eşyaların altına tekerlek takılmasıAhşap yüzeylerin cilalanmasıYuvarlama hareketinden yararlanmaYağlı güreşte pehlivanların vücutlarına yağ sürmesiHAVA DİRENCİHAVANIN SÜRTÜNME KUVVETİHavanın cisimleri uyguladığı sürtünme kuvvetine HAVA DİRENCİ denir. Hava direnci de hareketi engelleyici bir etkidir. Bu sebeple cismin süratini azaltır. Bir cismin hava ile etkileşen temas yüzeyi ne kadar büyükse o cisme etki eden hava direnci de o kadar direncini artırmaya yönelik örneklerParaşüte etki eden hava direnci paraşütçünün yavaşça yere inmesini sağlar. Paraşüt ne kadar büyükse etki eden hava direnci o kadar bir salıncak hava direncine maruz kaldığı için zamanla uçakları yere inerken kısa mesafede durmaları için arka taraflarından paraşüt direncini azaltmaya yönelik örneklerHızlı gitmesi gereken araçların ön taraflarının sivri yapılmasıHızlı hayvanların koşarken aldıkları vücut şekilleriBisiklet sürücülerinin hızlı gitmek için vücutlarını öne eğmesiKuşların hızlı uçmak için aldıkları vücut şekilleriYarış arabalarının ince ve ön kısmının sivri olmasıSU DİRENCİSUYUN SÜRTÜNME KUVVETİSu içerisinde hareket eden cisimlere su tarafından, cismin hareketini zorlaştıran ve engelleyen bir kuvvet etki eder. Bu kuvvete su direnci direnci cisimlerin suya temas eden yüzeylerinin büyüklüğüne bağlıdır. Yüzeyin büyüklüğünün artması cisme etki eden su direncini ön kısımlarının V şeklinde tasarlanması su direncini tekneleri hava ve su direncinden en az etkilenecek şekilde vücut şekilleri ve kaygan pulları su direncini su altında sürtünme kuvvetini azaltmak için özel tasarlanmış dalgıç kıyafetleri uzun ve sivri uçlu olması su direncini ve suyun, cisimlerin hareketine karşı gösterdiği direnç, temas gerektiren direnci havanın direncinden daha büyüktürSÜRTÜNMEYİ ARTIRMAK İÇİN;Yüzeyin pürüzünü artırmak cismin uyguladığı kuvveti artırmak ve su direncinde temas eden yüzey AZALTMAK İÇİN;Yüzeylerin pürüzü azaltılmalıSürtünen cismin uyguladığı kuvvet azaltılmalıSıvılardan yararlanılmalıyağ, su vb.Yuvarlanma hareketinden yararlanılmalıtekerlek vb.Cismin şeklini sürtünmeyi azaltacak şekilde Sürtünme Kuvveti Konu Özeti Fenozom’u Takip Edin!Fenozom’u takip edin! Döndü Topkaya KONU ÖZETLERİ 27 Aralık 20204 Ocak fen, fen konu anlatımı, fen konu özeti, konu, konu özeti, fen, fen konu özetleri, fen kuvvet, konu özeti, kuvvet, kuvvet konu anlatımı, kuvvet konu özeti, kuvvetin ölçülmesi, Fen Bilimleri, fen bilimleri konu özetleri, fen bilimleri konu özeti, fen ders notları, fen konu anlatımı, fen konu özeti, fen konu özetleri, kuvvetin ölçülmesi, kuvvetin ölçülmesi konu Kuvvetin Ölçülmesi Konu ÖzetiKUVVET NEDİR?Duran bir cismi harekete geçirebilen, hareket halindeki bir cismi hızlandırabilen, yavaşlatabilen, yönünü değitirebilen veya cisimler üzerinde şekil değişikliği yapabilen etkiye KUVVET cisimlere uygulanan itme veya çekme şeklinde de BÜYÜKLÜĞÜ NASIL ÖLÇÜLÜR?Kuvvetin büyüklüğünü ölçmek için kuvvetin esnek cisimler üzerindeki etkilerinden faydalanılır. Bir kuvvet uygulandığında şekli değişen, kuvvet ortadan kalktığında şekli eski haline geri dönen cisimlere ESNEK CİSİMLER denir. Lastik, yay, sünger gibi cisimler esnek cisimlere BÜYÜKLÜĞÜ NE İLE ÖLÇÜLÜR?Kuvvetin büyüklüğünü ölçen alete DİNAMOMETRE denir. Dinamometrenin içerisinde esnek yay bulunur. Ucuna asılan ağırlık ile esnek yay uzar. Dinamometrede eşit bölmelendirilmiş göstergeler vardır. Her bölüm belirli bir kuvvet değerini kullanılan yayların belirli bir esneklik sınırı vardır. Her dinamometrenin üzerinde ölçebileceği en yüksek değer yazılıdır. Eğer dinamometreye ölçebileceği bu en yüksek değerden daha büyük bir kuvvet uygulanırsa, içerisindeki yayın esnekliği bozulur ve dinamometre kullanılamaz hale birimi Newton Nivtın olarak ifade edilir. Kısaca “N” harfi ile gösterilir. Okurken sayısal değerin yanına eklenir. Örneğin ; 10 N 10 Newton gibi..NOT Aynı cisim iki farklı dinamometrede ölçüldüğünde yayı ince olan dinamometrede uzama miktarı fazla olur. Yani dinamometrelerde uzama miktarı yayın kalınlığına bağlıdır. Bu durumda ölçüm sonucu değişmez. İnce yaydan oluşan dinamometrede birimler yayın uzama miktarına göre İLE ÖLÇÜM YAPMADinamometre ile ölçüm yaparken her bölmenin kaç N’ luk değere karşılık geldiğini bulmak gerekir. Dinamometrenin üzerinde en fazla ölçebileceği kuvvet değeri yazılıdır. Her bölmenin kaç N luk olduğunu bulmak için üzerinde yazan en fazla kuvvet değeri bölme sayısına bölünür. Böylece her bölmenin değeri belirlenir. Sonuçta ölçtüğümüz cisim kaçıncı bölmede görünüyorsa bölme başına düşen değer ile çarpılarak cismin ağırlığının kaç N olduğu yandaki dinamometrenin ölçebileceği en yüksek değer 20 N’ dur. Dinamometrede toplam 10 bölme vardır. Bu durumda bölme başına düşen değeri bulmak için 20′ yi 10′ a böleriz ve 2 N değerini elde ederiz. Ağırlığı ölçülen kalemliğin olduğunu görmekteyiz. Bölme başına 2N düştüğüne göre 2×2=4 N kalemliğin ağırlığını bulmuş oluruz..ÖRNEK;En fazla 200 N kuvvet ölçebilen ve 50 bölmeden oluşan bir dinamometre ile ölçülen cismin ağırlığı görünmektedir. .O halde 200’ü 50′ ye bölelim. Bölme başına 4 N düşer. Ağırlık gösteriyorsa cismin ağırlığı 4×4= 16 N Kuvvetin Ölçülmesi Konu Özeti Fenozom’u Takip Edin!Fenozom’u takip edin! Döndü Topkaya KONU ÖZETLERİ 22 Aralık 20203 Ocak fen, canlılar konu, canlılar konu özeti, canlıların sınıflandırılması, fen, fen konu özetleri, Canlılar, canlılar konu anlatımı, canlılar konu özeti, canlıların sınıflandırılması, fen bilimleri konu özetleri, fen bilimleri konu özeti, fen konu Canlıları Tanıyalım Konu Özeti / Canlıları Tanıyalım Konu ÖzetiCANLILARI NEDEN SINIFLANDIRIRIZ?Büyük bir süpermarkette gezdiğimizi düşünelim..Çikolata almak istiyoruz. Marketin tamamını gezmektense ilk bakacağımız yer atıştırmalıkların olduğu reyon olur. Aynı şekilde; binlerce kitabin olduğu bir kütüphanede bir kitap aradığımızı düşünecek olursak aradığımız kitaba benzer kitapların sıralandığı bölüme milyonlarca çeşit canlı vardır. Bilim insanları canlılara benzer özelliklerine göre gruplara ayırmışlardır. Bu gruplandırma sırasında canlıların fiziksel özellikleri, beslenmeleri, hareketleri ve çoğalmaüreme şekilleri gibi özellikleri dikkate benzer özelliklerine göre gruplandırılmasına SINIFLANDIRMA adı verilir. Sınıflandırma canlıları incelememizi insanları canlıları incelerken 4 gruba CANLILARGözle görülemeyecek kadar küçük olup ancak mikroskop yardımıyla gözlenen canlılardır. Doğada çok fazla çeşitte mikroskobik canlı vardır. Biz bu konuda amip, bakteri, terliksi hayvanparamesyum ve öglenakamçılı hayvanyı özellikleri;Mikroskobik canlılar tıpkı diğer canlılar gibi beslenme, solunum, hareket, üreme gibi canlılık olaylarını vücudunda, besinlerin üzerinde, su ,toprak ve hava gibi cansız ortamlarda, kısaca her yerde ve zararlı olanları Canlı ÖrnekleriBAKTERİLERMikroskobik canlılar içerisinde en basit yapılı olanıdır. Her yerde yaşayabilirler ve uygun sıcaklık, nem, besin ortamı bulduklarında çok hızlı çoğalabilirler. Yararlı ve zararlı olan türleri BAKTERİLERSütün yoğurda dönüşmesini sağlarlarÜzümün sirkeye dönüşmesini sağlarlarBağırsaklarımızda yaşayan ve bizim için B ve K vitamini yapan bakteriler BAKTERİLERAçıkta kalan yiyeceklerin bozulmasına neden tifo, kolera gibi hastalıklara yol çürümesine neden çok geniş bir yayılma alanına sahiptir. Hemen hemen her ortamda yaşayabilirler. Mantarlar dört grupta incelenir;ŞAPKALI MANTARLARŞapkalı mantarlar toprağa bağlı yaşayan mantar kök, gövde ve yaprak gibi organları gibi görünmelerine rağmen bitki değildir ve fotosentez türlerini besin olarak tüketiriz fakat pek çoğu olan ölü bitki ve hayvan kalıntılarını parçalayarak besin elde ederler. Böylece doğadaki canlı artıklarının ortadan kalkmasını sağlayarak doğal dengeye katkıda ve nemli ortamları MANTARIMikroskopta görülebilen mantar süre açıkta kalan besinleri çürüterek tadını, kokusunu ve rengini besinleri tüketmek sağlık açısından küf mantarlarından antibiyotikler elde edilir. Bunlardan biri peynir küfünden elde edilen MANTARIMikroskop ile görülebilen sıcaklık ve besin ortamında hızlı mayalanması ile ekmek yapımında görev peynir yapımında görev alkol gibi bazı kimyasallar da maya mantarları tarafından MANTARLARİnsan, bitki ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olan mantar saçın bir bölümünün dökülmesine neden olan saçkıran hastalığı, erkeklerde sakalın bir bölümünün dökülmesine neden olan sakal kıran hastalığı bu mantarların sebep olduğu cilt sararma ve kurumaya neden ve ayaklarda kaşıntı , pul pul dökülme ve tırnağın şeklinin bozulmasına yol yara ve pamukçuk oluşumuna neden küf mantarları ile penisilin ilacı arasında nasıl bir ilişki var? 1928 yılına kadar İngiliz bilim insanı Alexander Fleming bakterileri yok etmek üzerine çalışmalar yapar, fakat başarısız olur. Bir gün, tatil dönüşü laboratuvarına geldiğinde içinde farklı çeşitlerde bakterilerin bulunduğu petri kabını açık unuttuğunu fark eder. Açık unutulan kap küf mantarı ile dolmuştur. Petri kabını temizlemeye hazırlanan Fleming küf mantarının kenarında bulunan jel kıvamındaki yapıda herhangi bir çeşit bakteri topluluğu bulunmadığını fark eder. Oysaki kabın diğer kısımlarında bol miktarda bakteri vardır. Fleming bakterileri yok eden bu yapının Penicillium Notatum adı verilen küf mantarı olduğunu düşünür. Bu mantarların kenarlarında yer alan jöle kıvamındaki sulu kısmına ise penisilin adını verir. Fleming, penisilini küf mantarından ayırmayı başaramaz ve penisilin ile ilgili çalışmalarını 1934 yılında sonlandırır. Konu ile ilgili bir makalesinde ise penisilinin hastalıkların tedavisinde kullanılabileceğini belirtir, ancak genel olarak makalesinde değindiği nokta penisilinin küf mantarına duyarlı bakteriler ile diğer bakterileri birbirinden ayırmasıdır. Yani penisilinin hastalıkların tedavisinde kullanılması Fleming’den sonra Genç Tübitak/Mehmet Şen/ yazının tamamını okumak için besinlerini kendisi üreten ve toprağa bağlı olarak yaşayan canlıların ihtiyacı olan besin ve oksijeni üretirler. Besin ve oksijen üretmek için su ve karbondioksit kullanırlar yani fotosentez iki grupta BİTKİLERÇiçekli bitkilerin kök, gövde, yaprak ve çiçekten oluşan kısımları vardır. Doğadaki bitkilerin büyük çoğunluğu çiçekli bitkidir. Tohum oluşturarak toprak altında kalan kısımlarıdır. Bitkilerin topraktan su ve mineral maddeler almasını sağlar. Bitkiyi toprağa bağlargövdeBitkinin çiçek, yaprak, meyve gibi bölümlerini taşır. Bitkinin dik durmasını sağlar. Köklerden gelen su ve mineralleri diğer bitki bölümlerine besin üretimi, gaz alışverişi ve terleme yapan bölümüdür. Yapraklar farklı şekil ve büyüklüğe sahip olabilir. Üzerlerinde küçük gözenek delikler ve madde taşıyan damarlar bitkilerin çoğalmasını üremesini sağlayan bölümüdür. Üzerinde bitkinin üreme organları bulunur. Farklı renklerde ve özelliklerde olabilir. Renkleri ve yaydıkları koku böcekleri çeker. Bu sayede bitkilerin üremesi kolaylaşırÇiçeğin Kısımlarıdişi organerkek organtaç yaprakçanak yaprakçiçek tablasıÇİÇEKSİZ BİTKİLERÜreme organı olan çiçeğe sahip olmayan basit yapılı bir bitki olmadığı için tohum ve meyve gövde ve yaprakları iyi otları, ciğer otu, at kuyruğu, kara ve su yosunu, kibrit otu bu gruba aleminin en gelişmiş canlıları hayvanlardır. İhtiyaç duydukları besinleri diğer canlılardan karşılarlar. Beslenme şekilleri de değişiklik gösterir. Bazı hayvanlar etleetçil, bazı hayvanlar otlaotçul ve bazıları ise hem et hem de otlahepçil beslenirler. Hayvanlar vücütlarına dayanıklılık sağlayan iskelet ve omurga bulundurma durumuna göre iki grupta HAYVANLARSolucanların tamamı ve okyanus diplerinde yaşayan sünger ve mercanlar kabukla kaplı olan salyangoz, midye, yengeç birer omurgasız deniz anası, deniz yıldızı, kelebek, arı, sinek, çekirge, ahtapot, ıstakoz diğer omurgasız canlı kemik ve kıkırdaktan yapılmış iskelet ve omurga bulunmayan canlılardır. İskeletleri olmadığı için vücutlarına destek sağlayan deri,kabuk ve kitin gibi dış iskeletleri hayvanların karada ve suda yaşayan türleri omurgasız hayvanlar parazit olarak diğer canlıların vücutlarında ile gördüğümüz böceklerin tamamı omurgasız hayvanlar HAYVANLARVücutlarında kemik ve kıkırdaktan oluşan bir omurga bulunduran hayvanlardır. Karada ve suda yaşayan türleri türleri vardır. Bazıları doğurarak bazıları yumurta ile çoğalır. Omurgalı hayvanlar beş grupta olan omurgalı tavus kuşu, deve kuşu gibi bazı türleri ile tüylerle gaga yapısına yaşayan omurgalı ile pullarla solunum suda hem karada ile bir deriye çıktıkları haliyle ergin halleri farklıdır. Yumurtadan çıkmış larva halleri kuyruklu bir yapıya sahiptir. Ergin kurbağa olana kadar başkalaşım deri solunumu hem de akciğer solunumu karada bazıları suda sürünerek hareket ile sert pullarla hayvanlar içinde en gelişmiş ve suda yaşayan türleri doğurarak dünyaya getirirler ve bir süre sütle kıllarla otçul, bazıları etçil, bazıları uçan memeli yunus, fok, mors, yüzen gagalı Canlıları Tanıyalım Konu ÖzetiFenozom’u Takip Edin!Fenozom’u takip edin!
Canlılar Nasıl Sınıflandırılır ? Yeryüzünde milyonlarca canlı vardır. Bunların her birini incelemek çok zordur. Benzer özellikte olan canlıları bir grupta toplamak onları incelememizi kolaylaştırır. Bu nedenle canlılar benzerlik ve farklılıkları dikkate alınarak sınıflandırılmıştır. Sınıflandırma yapılırken • Dış görünüşleri, • İç yapıları, • Hareket, beslenme ve çoğalma özellikleri göz önünde bulundurulmuştur. Canlılar aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır. Bitkiler Hayvanlar Mantarlar Mikroskobik Canlılar 1. BİTKİLER İnsan ve hayvanların en önemli besin kaynağı olan bitkilerin yaşam alanları çok geniştir. Kara ve su ortamlarında, çöllerde birçok bitki çeşidi vardır. Nilüfer, kamış ve sazlar su ortamında yaşarken kaktüs çöllerde yaşar. Elma, gelincik, papatya, çam, eğrelti otu, çim, domates, salatalık, kabak, patlıcan vb. bitkiler ise kara ortamlarında yaşar. Bir yerin iklimi, o yerde yetişen bitki çeşitliliğinde etkilidir. Örneğin, yurdumuzda farklı iklim türlerinin etkili olması nedeniyle çok çeşitli bitkiler yetişir. Çay bitkisi yalnızca Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yetişirken Akdeniz Bölgesi'nde yetişen turunçgiller iç bölgelerde yetişmez. Bitkiler yapısal özelliklerine göre, • Çiçeksiz bitkiler, • Çiçekli bitkiler olarak sınıflandırılmıştır. Çiçeksiz Bitkiler Çiçekleri olmayan bu bitkiler ağaç diplerinde, nemli toprak yüzeylerinde, batakl>klarda ve sularda yaşar. Karayosunları Çoğunlukla az güneş alan, nemli ağaç gövdeleri veya kaya yüzeylerinde görülen çiçeksiz bir bitkidir. Kökleri, su ve besin taşıyan yapıları yoktur. Ciğer otu da nemli toprak ve ağaç gövdelerinde yaşayan çiçeksiz bitkilerdendir. Suyun toprak içinde korunmasını sağlar. Eğrelti otu, atkuyruğu ve kibrit otları daha gelişmiş çiçeksiz bitkilerdir. Kara yosunlarından farklı olarak kök gelişmiştir. Yaprak ve gövdeleri olduğu için su ve besin taşıyan yapılara sahiptirler. Ormanlarda, nehir ve göl kıyılarında yaşarlar. Çiçekli Bitkiler Çevremizi ve doğayı güzelleştiren sebze ve meyveleri elde ettiğimiz en gelişmiş bitkilerdir. Çiçekli bitkilerin kök, gövde, yaprak ve çiçek gibi yapıları vardır. Bitkinin yaşamsal faaliyetlerini yürütebilmesi için bu yapıların her birinin ayrı bir görevi vardır. Kök Bitkinin toprağın altında kalan kısmıdır. Havuç, kereviz, turp gibi kökünde besin depolayan bitkilerin köklerini yeriz. Soğanın saçak gibi, havucun kazık gibi kökü vardır. • Kök, bitkiyi toprağa bağlar, tutunmasını sağlar. • Bitkinin yaşaması için gerekli olan topraktaki su ve mineralleri alır. Bitki köklerinde toprağın derinliklerine ulaşmayı sağlayan emici tüyler bulunur. Emici tüyler, kökün topraktaki su ve suda çözünmüş maddeleri emmesini sağlar. Yukarıda da söz ettiğimiz gibi bazı bitkilerin köklerinin besin depolama görevi de vardır. Gövde Bitkinin toprak üstünde bulunan kısımlarından biridir. Bazı bitkilerde ince ve yumuşak olan gövde çoğunlukla kışın kurur. Bu bitkilerin gövdelerine otsu gövde denir. Bazı bitkilerin gövdeleri ise sert olup otsu gövdelerden sağlamdır. Bu bitkilerin gövdeleri odunsu gövde olarak adlandırılır. Bazı bitkiler gövdeleriyle yerde sürünür ya da bir yere sarılır. Yer elması, patates, kavun, karpuz gibi bitkiler gövdelerinde besin depolar. Bu bitkilerin gövdelerini yeriz. Kökün topraktan aldığı su ve mineraller gövdeye ulaşır. Bu maddeler gövdenin yapısındaki borucuklarla taşınır. Görevleri • Bitkinin dik durmasını sağlar. • Kökten gelen maddeleri yapraklara taşır. • Bitkinin çiçek, yaprak ve meyvesini taşır. • Yapraklarda üretilen besini diğer yapılara taşır. Yaprak Bitkilerin besin üreten kısımlarıdır. Şekli bitkiden bitkiye değişmesine rağmen rengi çoğunlukla yeşildir. Yaprak sapıyla gövdeye bağlanır. Üzerinde iletimi sağlayan damarlar vardır. Görevleri • Besin yapar. Yapraklarda bulunan yeşil tanecikler su, karbondioksit ve güneş ışığı ile birleşerek besin oluşturur. Bitki; suyu kökleriyle topraktan, karbondioksidi havadan alır. Bitkiler besin üretirken havaya oksijen verir. Bitkinin besin yapma işi fotosentez olarak adlandırılır. • Solunum yapar. Bitkiler de bütün canlılar gibi solunum yaparken oksijen alır, karbondioksit verir. Solunum yine tüm canlılarda olduğu gibi gece gündüz devam eder. • Terleme yapar. Bitkiler topraktan aldıkları suyun tümünü kullanmaz. Fazla su yapraklardan dışarı atılır. Buna terleme denir. Yapraklarda terlemeyi sağlayan gözenekler vardır. Terleme sıcak ortamlarda daha hızlı olur. Çiçek Bitkilerin üreme organlarıdır. Taç yapraklar olarak adlandırılan renkli yapraklar; kokusu ve güzelliği ile bazı hayvanların dikkatini çeker. Kuş, böcek gibi hayvanlar çiçeklere konarak erkek organlardaki tozları dağıtırlar. Tozların dişi organa ulaşması tohumun oluşmasını sağlar. Tohum dişi organda oluşur. Çanak yapraklar, tomurcuk halindeyken taç yaprakları çevreleyen yapraklardır. Çiçeği olumsuz şartlardan korur. Tomurcuk açılınca çiçeğin alt kısmında kalır. Tohum Nasıl Oluşur? 1- Ağaçların çiçekleri vardır. 2- Bir süre sonra çiçeklerin taç yaprakları dökülür. 3- Ham meyve meyve zamanla meyvenin içinde oluşur. Tatlanır, renklenir, tohum oluşur. 2. HAYVANLAR Hayvanlar yaşama ortamlarına, vücut yapılarına, beslenme ve üreme şekillerine göre birçok şekilde gruplandırılabilir. Bilim adamları, hayvanları omurgalı ve omurgasız hayvanlar olarak iki grupta incelerler. Vücudumuzun dik durmasını sağlayan ve vücudumuza şekil veren yapının iskelet olduğunu biliyoruz. Omurga, iskeletin temel kısımlarından biridir, iskeletin diğer temel kısımları omurgaya bağlanır. Omurgasız hayvanlarda omurga yoktur. Omurgalı Hayvanlar Memeliler Omurgalı hayvanların en gelişmiş grubudur. Doğurarak çoğalır, yavrularını sütle beslerler. Akciğer solunumu yaparlar. Çoğunluğu karada yaşarlar, inek, fil, zürafa, at, deve, geyik otla; kurt, aslan, kaplan, çakal etle; fare, ayı hem etle hem de otla beslenen memeli hayvanlardır. Yunus, fok ve balina suda 'yaşayan memelilerdir. Uçmalarına rağmen vücutları kılla kaplı olan yarasalar da memeli hayvanlar grubunda incelenir. Genellikle memelilerin vücutları kıllarla iplidir. Kuşlar Vücutları tüylerle kaplıdır. Ağız yerine gagaları vardır. Uçmalarını sağlayan kanatları vardır. Ancak tavuk, hindi, 'devekuşu ve penguen gibi kuşların kanatları olduğu hâlde uçamazlar. Yumurta ile çoğalır, yumurtadan çıkan yavrularının beslenme ve korunmasını sağlarlar. Sularda beslenen kuşların gagaları geniş yapılı, ayakları perdelidir. Tohumla beslenen kuşların gagaları daha 'küçüktür. Sürüngenler Ayakları köreldiği için sürüngenler adı verilmiştir. Yılanların hiç yokken kaplumbağa, timsah ve kertenkeleler de küçük ayaklar vardır. Vücutları sert pullarla kaplıdır. Yumurta ile çoğalır, akciğer solunumu yaparlar. Zehirli türleri bulunan yılanlar diğer hayvanlarla beslenirler. Nehir ve göllerde yaşayan timsahlar, balık, kuş ve zebra, keçi gibi memelilerle beslenirler. Kertenkeleler yapışkan dilleriyle böcekleri avlayarak beslenirler. Vücutları sert pullarla çevrili olan kaplumbağaların karada yaşayanları otçuldur. Suda yaşayanlar ise küçük hayvanlarla beslenir. Kurbağalar Hem karada hem suda yaşarlar. Vücutları nemli ve kaygandır. Akarsu ve göl kenarlarında sinek ve böcekleri yapışkan dilleriyle avlayarak beslenirler. Yumurtayla çoğalan kurbağaların yumurtadan çıkan yavruları balığa benzer. Solungaçlarıyla solunum yapan yavruların büyüdükçe akciğerleri gelişir, ayakları çıkar. Kuyruk ve solungaçları kaybolarak ergin kurbağa olurlar. Ergin kurbağalar akciğer ve deri solunumu yaparlar. Balıklar Suda yaşar, solungaçlarıyla solunum yaparlar. Sudaki çözünmüş oksijeni solurlar. Kuyrukları ve yüzgeçleriyle hareket ederler. Sudaki küçük canlılar ile küçük balıkları ve bazı su bitkilerini yiyerek beslenirler. Köpek balığı, hamsi, alabalık, palamut, kefal gibi değişik adlarla anılan çok çeşidi vardır. Omurgasız Hayvanlar Karada ve suda yaşayan birçok omurgasız hayvan vardır. Vücutları sert bir örtüyle kaplıdır. Karada Yaşayanlar Çekirge, kelebek, arı, sinek, pire gibi omurgasızlar, eklemli bacakları ile hareket eder. Bunlar karada yaşar. Akrep, kırkayak,çıyan, solucan, salyangoz da karada yaşayan omurgasızlardandır. Suda Yaşayanlar Denizanası, midye, mercan, ahtapot, yengeç, sünger, ıstakoz, denizyıldızı suda yaşayan omurgasız hayvanlardandır. Yengeç, ıstakoz, midye gibi omurgasızların sert kabukları vardır. Süngerlerin delikli vücutları vardır. Süngerler temizlik işlerinde ve ilaç yapımında kullanılır. 3. MANTARLAR Mantarların birçok çeşidi vardır. Ağaç altlarında gördüklerimiz şapkalı mantarlardır. Sebze ve meyvelerde çok sık rastladığımız küf de bir mantar türüdür. Nerelerde Yaşar? Mantarlar nemli yerlerde, çoğunlukla ormanlarda, çeşitli yiyeceklerin ekmek gibi, meyve ve sebzelerin üzerinde yaşar. Bitkilerden Ayrılan Özellikleri Mantarlar bitki değildir. Birçok yönden bitkilerden ayrılır. Türleri • Şapkalı mantar Ormanlarda, bahçelerde bulunur. Sap ve şapka olmak üzere iki kısımdan oluşur. İnce, ipliksi bir yapıya sahiptir. Sapın toprakla birleştiği yerden besinleri alır. • Küf Mantarları Uzun süre açıkta bırakılan yiyecekler üzerinde hızla çoğalarak bir örtü oluştururlar. Küflü yiyeceklerin tadı ve kokusu değişir. Bu yiyecekleri yememeliyiz. Peynir küfünden penisilin adı verilen ilaç yapılır. • Maya Mantarları Hamurun mayalanması ve peynir yapımında rol oynayan mantarlardır. Bir miktar hamur mayasını ılık su ve şekerle karıştırdığımızda maya kabarmaya başlar. Çünkü şekeri besin olarak kullanan mantarlar hızla çoğalır. Bu sırada gaz kabarcıkları çıkar. Maya mantarları uygun sıcaklık ve besin olan ortamlarda canlılık özelliği gösteri. Maya kuru iken yaşamsal faaliyetlerini sürdüremez. • Hastalık Yapan Mantarlar Bebeklerin ağzında pamukçuk denilen hastalığın nedeni bir ve ayaklarda kaşıntı ile başlayıp çatlaklara ve kanamalara neden olan mantar hastalığına mantarlar sebep olur. Saçkıran hastalığında da mantarlar rol oynar. Yararları ve Zararları Yararlı Mantarlar • Şapkalı mantarlar E vitamini açısından zengindir. Besin olarak kullanılır. • Ekmek ve pasta yapılırken hamurun mayalanmasını sağlar. • Peynir yapımında kullanılır. • Peynir küfünden penisilin denilen antibiyotik elde edilir. Zararlı Mantarlar • Bazı şapkalı mantarlar insanların zehirlenmesine neden olur. • El ve ayaklarda kaşıntıya, saçkıran ve pamukçuk hastalıklarına neden olur. • Yiyeceklerin küflenmesine neden olur. • Buğday, mısır, asma gibi bitkilerde hastalıklara neden olur. Not İnsanlar gerekli besin gübre ve nemi sağlayarak şapkalı mantar üretirler. Bunlara kültür mantarı denir. Son yıllarda ülkemizde kültür mantarı üretiminde büyük bir artış vardır. 4. MİKROSKOBİK CANLILAR Gözle görülmeyecek kadar küçüktürler. Yalnızca mikroskopta görülebilirler. Mantarlar gibi zararlı olanlarının yanında yararlı olanları da vardır. Nerelerde Yaşarlar? Mikroskobik canlılar hava, su ve toprak gibi doğal ortamlarda, insan ve hayvan vücutlarında, besinlerde yani uygun sıcaklık ve besin olan her ortamda yaşarlar. Canlı vücutları sıcaklık ve besin açısından mikroskobik canlılar için yaşamaya elverişli yerlerdir. Besinler de mikroskobik canlıların üremesi için uygun ortamlardır. Dışarıda bırakılan yiyeceklerde çoğalan mikroskobik canlılar besinlerin bozulmasına neden olur. Bu besinlerin kokuları ve görünümleri de bozuktur. Deniz, göl ve okyanuslarda yaşayan bazı mikroskobik canlılar suyu oksijen bakımından zenginleştirir. Ayrıca buralarda yaşayan diğer canlılar için önemli bir besin kaynağı olur. Hastalıklara Neden Olan Mikroskobik Canlılar Mikroskobik canlılar çoğunlukla bulaşıcı hastalıklara neden olurlar. Verem, tifo, kolera, tetanoz hastalıkları ile boğazda bademciklerin şişmesi ile oluşan hastalık bu canlıların etkisiyle olur. Bu tür mikroskobik canlılar, • Üzüm suyundan sirke yapılması, • Sütten peynir elde edilmesi, • Sütün yoğurda dönüşmesi, • Bitki ve hayvan atıklarının çürüyerek toprağa karışması olaylarında rol oynar. Yoğurt Nasıl Oluşur? Bir miktar ılık sütü birkaç kaşık yoğurt ile karıştırıp sıcak bir ortamda bekletirsek sütün tümü yoğurda dönüşür. Yoğurdun içindeki mikroskobik canlılar sütü besin olarak kullanır ve sıcak ortamda hızla çoğalırlar. Böylece sütü yoğurda çevirirler. Besinleri Uzun Süre Saklamak İçin Hangi Yöntemler Kullanılır? Besinleri mikroskobik canlıların zararlı etkilerinden korumak ve uzun süre saklamak için insanlar eskiden beri birçok yöntem uygulamaktadır. Kurutma Sebze ve meyvelerin içerdiği su buharlaştırılır. Susuz ortamlarda mikroskobik canlılar yaşayamadığı için bu yiyecekler uzun süre saklanır. Tuzlama Yiyecekler bol tuz dökülerek tuzlanır. Böylece yiyeceklerin bozulması önlenir. Konserve Yiyecekler yüksek sıcaklıklarda konserve hâline getirilir. Bu yolla yiyecekler teneke ve cam kavanozlarda aylarca saklanabilir. Dondurma Çok soğuk ortamlar mikroskobik canlılar için uygun bir yaşama ortamı değildir. Buzdolabı ve derin dondurucuların kullanılmaya başlanmasından sonra sebze ve meyveler dondurularak bozulmadan uzun süre saklanmaktadır. Pastörize etme Süt çok yüksek sıcaklıklarda ısıtılarak içindeki mikroskobik canlılar öldürülür. Bu yolla paketlenen sütler uzun süre dayanır ve daha sağlıklı olur. Benzer Yazılar
Çiçeğin Kısımları Çiçeğin Kısımları ve Görevleri Nelerdir? Çiçeğin Kısımları ve Görevleri Çiçeğin Kısımları Nelerdir? Çiçeğin Kısımları ve Görevleri Nelerdir? Çiçeğin bölümleri ne işe yarar? Tüm bu sorularına bu yazımızda cevap vereceğiz. Öncelikle bir çiçeğin pek çok farklı görevi yerine getiren kısımlarının bölümlerinin olduğunu bilmeniz gerekir. Çiçeğin Kısımları, bir çiçeği oluşturan bölümlerine denir. Değişik büyüklükte, farklı renkte, şekilde pek çok şekilde vardır. Bazı çiçekler çok küçük mikroskobik yapıda olmasına karşın 1 m. çapında olan çiçekler de vardır. Çiçekler çiçek sapı ile gövdeye bağlanır. Normal bir çiçekte değişime uğramış dört çeşit yaprak bulunur. Çiçekte renk ve şekilleri birbirinden farklı kısımlar bulunur. Bu kısımlara çiçeğin organları denir. Çiçeğin Kısımları ve Görevleri Nelerdir? Çiçeğin Kısımları ve Görevleri Kök Bitkinin toprağın altında kalan kısmıdır ve bitkinin toprak ile arasındaki iletişimi sağlar. Bitki için erekli olan mineralleri topraktan alarak bitkiye ulaştıran, topraktaki suyu emerek yaşamsal faaliyeti devam ettiren Dalların, yaprakların ve meyvelerin yer aldığı kısımdır. Köklerden alınan suyun bitkinin her yerine ulaşmasını sağlamakla görevlidir. Ayrıca birçok bitki gövdesinin su depolama özelliğinin olduğu da bilinmektedir. Depolama özelliği olan gövdeler, mevsimsel olumsuzluklar meydana geldiği zaman bitkinin yaşamsal faaliyetlerini yerine getirmesini Yapraklar insanlar yer alan akciğerler ile benzer özellikleri taşımaktadır. Solunum, boşaltım ve terleme gibi faaliyetlerin tamamı yapraklar sayesinde Çiçek bitkilerde yeni bireylerin meydana gelmesini sağlar. Yani çiçekler bitkilerin çoğalma görevini üstlenmiş olan üreme organlarıdır diyebiliriz. Üreme yapmak için sadece çiçeklere gereksinim bulunmamaktadır. Bazı bitkiler çiçekleri olmadığından dolayı farklı yollarla da Yaprak Genelde yeşil renge sahip olan bu kısım, çiçeğin en dış kısmında yer almaktadır. Bu kısmın görevi tomurcuğu olumsuz dış etkilerden Yaprak Birçoğumuzu mest eden, çiçeğin temel rengini oluşturan yaprak kısımlarına taç yaprak denilmektedir. Bu kısım özellikle hoş kokuya sahip olması ile tanınır. Güzel koku yayarak böceklerin çiçeğe ulaşmasını sağladığı gibi bu sayede tozlaşmaya yardımcı Organ Erkek organlar dişi organın etrafında tek sıralı ya da Ñift sıralı olarak dizilmiştir. Erkek organın görevi üremeyi sağlamaktır. Erkek üreme organı iki bölümden Genellikle silindir veya yassı bir iplik şeklindedir. Kısa, uzun veyatamamen yok olabilir. Çıplak ya da parlak renkli tüylü olabilirler. Görevi, erkek organın başçığını Erkek organın şişkin kısmıdır. Her başçık iki bölümden oluşur. Bubölümlere teka denir. Her tekada iki polen kesesi bulunur. Polen keseleri polen çekirdeklerini oluşturur. Dişi Organ Çiçek ele alındığında çiçeğin en orta kısmında yer alan bölüme dişi organ denilmektedir. Bu kısımda dölleme sonrasında tohum oluşur. Oluşan bu tohum da çiçekli bitkiden yeni çiçekli bitkilerin meydana gelmesini tepesi Dişi organın en üst kısmıdır. Genişleyerek yüzeyi tepecik girintili ve sıkıntılı bir yapı kazanmıştır. Bazı tepecik ise sıvı salgılama Özelliği kazanmıştır. Bu değişiklikler polen tozunun tepeciktetutunmasını borusu Ovaryum ile dişicik tepesi arasında bulunur. Polen tozununçimlenmesi ile polen tüpünün ovaryuma ulaşmasını Dişi organın en Önemli kısmıdır. En altta bir yapıya sahiptir. İçinde tohum taslağı bulunur. Sizlerde çiçeğin kısımları ve görevi nedir 5. sınıf, çiçek yapısı ve görevleri konusu için artık bilgi edindiniz. Edindiğiniz bu bilgiler eşliğinde proje ödevlerini yapabilir ve detaylı bir anlatım sağlayabilirsiniz. Çiçeğin kısımlar nelerdir? Bir çiçeği oluşturan bölümlere çiçeğin kısımları denir. Çiçeğin kısımları ve görevleri nelerdir? Çiçekte yer alan kısımların her birinin bir görevi bulunmaktadır. Yazımız içerisinde bunları öğrenebilirsiniz.
Eşeyli üreyen bitkilerin üreme organları çiçek üzerinde bulunur. Çiçekli bitkiler erkek ve dişi üreme organları sayesinde nesillerini devam ettirecek tohumları meydana çiçek üzerinde hem dişi hem de erkek organlar bulunabilir. Aşağıdaki resimde çiçeğin kısımlarını kısımları ve görevleri Erkek Organ Başçı Çiçek tozlarının yani polenlerin bulunduğu kısımdır. Polenlerin içinde erkek üreme hücreleri sperm bulunur. Sapçık Başçığı ayakta tutar. Dişi Organ Tepecik Polenlerin yapışması için yapışkan bir yapıdadır. Dişicik Borusu Tepecikten gelen polenleri yumurtalığa taşıyan bir kanaldır. İçinde tohum taslağı bulunur. Bu yapının içinde dişi üreme hücresi olan yumurta bulunur. Çanak Yaprak Yeşil renklidir. Bitki henüz tomurcuk haldeyken çiçeği Yaprak Renkli yapısıyla böcekleri üzerine Tablası Çiçeğin organlarının üzerinde bulunduğu sapı Çiçeği bitkiye bağlar. Gerçek bir çiçek üzerinde Erkek ve Dişi organlar aşağıdaki gibi görünür. çiçeğin yapısı, çiçeğin kisimlari , çiçeğin organlari , çiçeğin bölümleri, çiçeğin yapısı ve görevleri ,çiçeğin yapısı ve kısımları ,çiçeğin yapısı ve özellikleri , çiçeğin yapısı ve görevleri nelerdir,Kapalı tohumlu bitkilerin çiçeği daha karmaşık, çeşitli ve gösterişlidir. Çiçekler genel olarak çiçek sapı, çiçek tablası, dıştan içe doğru çanak yapraklar, taç yapraklar, erkek organ ve dişi organ kısımlarından SAPI Çiçeğin kısımları çiçek sapı ile bitkiye bağlanır. Çiçek sapının ucunda tek bir çiçek ya da birçok çiçekten oluşan çiçek kümesi TABLASI Çiçek sapının ucunda üzeride dıştan içe doğru çanak yapraklar, taç yapraklar, erkek organ ve dişi organ taşıyan çiçek tablası YAPRAKLAR S E PAL Çiçeğin dış halkasında bulunan, çoğunlukla yeşil renkli, çiçeğin tomurcuk halindeyken iç kısmındaki organları koruyan çanak yapraklar bulunur. Çanak yapraklar fotosentezle besin de YAPRAKLARPETAL Çiçeğin ikinci halkasında bulunan renkli tek ya da birkaç sıralı taç yapraklar bulunur. Taç yapraklar böcekleri ve diğer tozlaştın cilan kendine çekerek tozlaşmaya yardımcı olurlar. Diğer organları koruma görevleri de ORGAN STAMEN Her biri sapçık filament ve başçık anterolarak iki kısımdan oluşur. Anter filamentle çiçek tablasına bağlanır. Anter polenlerin oluştuğu kısımdır. Anterde TEKA denilen iki bölüm ٠ vardır. Her tekada ise iki odacık bulunur. Bu kısımlarda bulunan polen j . keseleri sayesinde polenler ORGANPISTIL Çiçeğin en içte kalan kısmıdır. Dişi organ çiçekte ؛i ؛٠ bir veya birden fazla olabilir. Dişi organlar da çiçeğin diğer kısımları gibi yaprakların değişimi metamorfozu ile oluşmuştur. Dişi organı meydana getiren yapraklara gelişme sonucu meyveyi meydana getireceklerinden meyve yaprakları karpel denir. Dişi organ bir ٤؛ çok bitki türünde erkek organa göre farklı seviyede olarak testi şeklinde olan bir dişi organ; Tepecik, dişicik borusu ve yumurtalık olmak üzere üç kısımdan stigma Dişicik borusunun üstünde yapışkan, girintili çıkıntılı ve nemli bir yerdir. Polenlerin tutunup, çimlenmesini sağlar. DİŞİCİK BORUSU stilus Yumurtalığın tepeciğe kadar uzanan boyun kısmıdır. Polen tüpü burada ovaryum Dişi organın şişkince olan kısmına denir. Yumurtalık, meyve yaprağı denilen bir veya birkaç yaprağın kıvrılarak testi şeklini almasıyla oluşmuştur. Yumurtalığın içinde zamanla tohum haline dönüşecek tohum taslakları bulunur. Tohum taslakları küçük bir sapla yumurtalığa bağlanmıştır. Tohum taslaklarının yumurtalıktaki duruşu farklılık gösterir. Tohum taslaklarının üstündeki örtüyü oluşturan tabakalar arasındaki açıklığa MİROPİL denir. Mikropil yumurtanın olduğu tarafta bulunur. Kök, Gövde, Yaprak Kök Bitkinin toprak altında kalan kısmıdır. Üç önemli görevi vardır 1. Bitkinin toprağa tutunmasını sağlar. 2. Suyu ve suda erimiş maddeleri alır. 3. Bazı bitkilerde kök besin depo eder. örn; havuç Kökün kısımları Şekilde bir kazık kökün kısımları görülüyor. Ana kök Tek yıllık bitkilerde bulunmaz. Çok yıllık bitkilerde bir tanedir. Yan kök Ana kökten çıkan pek çok köktür.. Emici tüyler Emici tüyler topraktan suyu ve suda erimiş maddeleri alır. Bunların ömürleri az olmamaklar beraber ölenlerin yerine sürekli yenileri gelir. Yüksük Kökün en ucunda bulunan ve kökün toprak içersinde ilerlemesini sağlayan kısımdır. Kök Çeşitleri Kazık kök, saçak kök ve depo kök olmak üzere üç çeşittir 1. Kazık kök Ana kök ve yan köklerden oluşur. Fasulye,lahana ve havuç kökleri bu tür köke -örnektir 2. Saçak kök Ana kök bulunmaz. Kök bir püskül şeklinde tek noktadan çıkar. Mısır, buğday, soğan bitkilerinin kökleri böyledir. 3. Depo kök Besin depo edebilen köklerdir. Havuç, turp, pancar gibi bitkilerin kökleri böyledir. Gövde Bitkide bütünlüğü oluşturan kısımdır. Üç önemli görevi vardır 1. Yaprak ve dalları taşımak. 2. Köklerden alınan suyu yapraklara, yapraklarda fotosentez sonucu üretilen besinleri depo organlarına taşımak. 3. Bitkinin boyca uzamasını ve ayakta kalmasını sağlar. Gövdede oluşan tomurcuk çeşitleri Tepe tomurcuğu Bitkinin boyca büyümesini sağlar. Yan tomurcuklar Dal ve yaprakları oluşturur. Çiçek tomurcukları Çiçeklerin oluşumunu sağlar. Gövde çeşitleri Otsu gövde Tek yıllıklı bitkiler otsu gövdeye sahiptir. Bu bitkilerde kambiyum dokusu bulunmaz. Sebzeleri oluşturan bitkilerin gövdeleri bu çeşittir. Odunsu gövde Çok yıllık bitkiler odunsu gövdeye sahiptir örn; ağaçlar. Çünkü çok yıllık bitkilerde kambiyum dokusu bulunur. Depo gövdeler Besin depo edebilen gövdelerdir. Örn; patates, kaktüs bitkilerinin gövdeleri bu tür gövdelere örnektir. YaprakYaprağın görevleri 1. Terleme olayının gerçekleştiği yerdir. Terleme topraktaki suyun alınmasında ve atık maddelerin dışarı atılmasında rol oynar. 2. Bitkide fotosentezin gerçekleştiği yerdir dolayısıyla besin maddelerinin üretildiği yerdir. 3. Yapraklar çiçekli bitkilerde farklılaşarak çiçek ve çiçeğin kısımlarını meydana getirir.
5 sınıf çiçeğin kısımları ve görevleri