⚡ Ericson Un Psikososyal Gelişim Evreleri

erikson'un psikososyal gelişim kuramı. şükela: tümü | bugün. psikosoyal gelişim kuramının evreleri. a) temel güven- güvensizlik (0-1,5): hayatlarının ilk senelerinde bebekler, tamamıyla etrafındaki bireylere muhtaçtır. istenen miktarda sevgi ve alaka gösterilmesi, ihtiyaçlarının temin edilmesi veya ağladıklarında bunu Merkezinde güven, özerklik, girişim, çalışma ve başarma, kimlik, yakınlık kurma, üretkenlik ve benlik bütünlüğü gibi kavramların bulunduğu bu kurama Erikson'un Psikososyal Gelişim Evreleri denir. Erikson bu kuramında çocukların hangi iki uçta gidebileceğini aktarmıştır. 20 yüzyılın en önemli psikanalistlerinden Erik H. Erikson'un, insanın 8 evresini tanımladığı ‘psikososyal gelişim kuramı' psikoloji dünyasında çığır açmıştır. Erikson'un evreleri, hem sosyal hem de psikolojik odaklanmayla, gelişimin psikoseksüel doğasını vurgulayan Freudyen düşüncede bir sıçramayı temsil eder. Erik Erikson (1902–1994), Freud'un tartışmalı psikoseksüel teorisini alan ve onu sekiz aşamalı bir psikososyal gelişim teorisine dönüştüren bir sahne teorisyeniydi. Bunedenle onun kuramı psikososyal kuram adını alır. Erikson’un Freud’dan bir diğer farkı gelişim sürecinin ömür boyu sürdüğünü ileri sürmesidir. Çocuğun sosyal ve duygusal gelişimi, duygusal, hareketsel ve bilişsel gelişimine paralel olarak oluşur ve değişik aşamalardan geçerek onun topluma girmesini hazırlar. Almanpsikanalist Erik H. Erikson’ un psikososyal gelişim basamakları, psikiyatri ve psikoloji dünyasına referans olmuştur. İnsanın ego gelişimini sekiz evreye ayıran Erikson, fiziksel, bilişsel, dürtüsel ve cinsel değişikliklerle karakterize, her dönemde içsel krizlerin yaşandığı ruhsal gelişim basamakları tanımlamış, her dönemdeki krizin başarılı bir şekilde Eriksonun en fazla incelediği dö nem ergenlik dönemidir. Çünkü, kişiliğin bu dönemde oluştuğunu savunur. 1-)Temel güvene karşı güvensizlik (0-1yaş): Bu evrede bağlanma ve duygusal yakınlık önem taşımaktadır.Bağlanmanın temeli burada atılır. Bağlanma ilk olarak fizyolojiktir. Anne, çocuğu karşılık beklemeden E. Ericson, yaşam boyu gelişim ilkesini ortaya atan ilk psikologlardan biridir. Yaşam boyu gelişim kavramı, Erikson’un psikoloji bilimine en önemli katkılarından biridir. Erikson, psikososyal gelişim kuramını sekiz kritik döneme ayırarak ve her dönemde atlatılması gereken karmaşa ve problemleri ele alarak incelemiştir. 0-1 yaş - Temel güvene karşı güvensizlik1-3 yaş RUHSAL-TOPLUMSAL (PSİKOSOSYAL) GELİŞİM Erikson gelişimi bedensel (biyolojik), psikolojik (ego süreci) ve toplumsal süreçlerle açıklamıştır. Ego gelişimini psikososyal gelişim dönemleri içinde ele almıştır. Erikson gelişmeyi insan yaşamının tümünü kapsayan bir süreç olarak görmüştür. ESeUz. Related PapersKişilik GelişimiPsikoloji, insan davranışlarının altında yatan temel nedenleri bulmaya çalışan bilimsel çabaya verilen addır Cüceloğlu, 2004. İlk psikoloji laboratuarının Wilhelm Wundt tarafından 1879 yılında kurulmasıyla psikoloji biliminin felsefeden ayrı bir disiplin haline geldiği söylenebilir. Psikolojinin zaman içerisinde gelişmesiyle insan davranışlarının nasıl inceleneceği konusunda farklı yaklaşımlar ve farklı çalışma alanları ortaya çıkmıştır. Günümüzde psikolojinin önemli çalışma alanlarından biri de kişilik psikolojisidir Cüceloğlu, 2004; Morgan, 1977. Kişilik psikolojisinin amacı insanların davranışlarının nedenlerini bilimsel bir perspektifle incelemek ve açıklamaktır Hjelle ve Ziegler, 1992.PSİKANALİTİK KİŞİLİK KURAMLARINA GÖRE GELİŞİM VE DEĞİŞİMİN İMKÂNI THE POSSIBILITY OF DEVELOPMENT AND CHANGE BY PSYCHOANALYTIC THEORY OF PERSONALITYÖZET Bu çalışmanın amacı, Psikanalitik kuramların sağlamış olduğu verilerden hareketle din eğitimi açısından gelişim ve değişimin imkânını ortaya koymaktır. Din eğitiminin kişilik bütünlüğüne sahip mü'min bireyler yetiştirme ideali, gelişim psikolojisinin ortaya koyduğu verileri dikkatlice incelemeyi gerektirmektedir. Yapılan bu incelemede, Psikanalizin kurucusu Freud'un beş yaşından sonraki değişimi kabul etmediği anlaşılmaktadır. Adler de bu görüşe katılmaktadır. Kişilik gelişiminde içgüdüleri öne çıkaran Freud, bununla beraber aile çevresinin etkisiyle çocukta üst-benliğin gelişerek çocuğun davranışlarını kontrol altına alabildiğini kabul etmektedir. Yeni-Freudcu psikologlar, kişilik gelişimindeki ilk beş yılın önemini kabul etmekle birlikte, sonraki dönemlerde de gelişimin devam ettiğini vurgulamaktadırlar. Kişilik gelişimindeki sosyal ve kültürel etkiyi ihmal eden Freud'un aksine, yeni-Freudcu psikologlar kişilik gelişimindeki sosyal ve kültürel etkiyi artan bir şekilde dile getirmişlerdir. Gelişim evrelerini sekiz dönem halinde detaylı bir şekilde inceleyen Erikson, yaşam boyu gelişim anlayışıyla gelişim ve değişimin sürekliliğini net bir şekilde ortaya koymuştur. Daha da önemlisi Erikson, bir önceki evrede oluşabilecek bir hatanın, bir sonraki evrede düzeltilebilme imkânını dile getirmektedir. Freud ve Adler'a göre ilk beş yıl, Sullivan'a göre ön ergenlik, Erikson'a göre ergenlik, Jung'a göre orta yaş dönemi kişilik gelişiminde kritik öneme sahiptir. Din eğitimi penceresinden bakıldığında, Psikanalitik kuramın dikkatlerden kaçırılmaması gereken pek çok veri sağladığı KİŞİLİK KURAMLARINA GÖRE GELİŞİM VE DEĞİŞİMİN İMKÂNIÖZET Bu çalışmanın amacı, Psikanalitik kuramların sağlamış olduğu verilerden hareketle din eğitimi açısından gelişim ve değişimin imkânını ortaya koymaktır. Din eğitiminin kişilik bütünlüğüne sahip mü'min bireyler yetiştirme ideali, gelişim psikolojisinin ortaya koyduğu verileri dikkatlice incelemeyi gerektirmektedir. Yapılan bu incelemede, Psikanalizin kurucusu Freud'un beş yaşından sonraki değişimi kabul etmediği anlaşılmaktadır. Adler de bu görüşe katılmaktadır. Kişilik gelişiminde içgüdüleri öne çıkaran Freud, bununla beraber aile çevresinin etkisiyle çocukta üst-benliğin gelişerek çocuğun davranışlarını kontrol altına alabildiğini kabul etmektedir. Yeni-Freudcu psikologlar, kişilik gelişimindeki ilk beş yılın önemini kabul etmekle birlikte, sonraki dönemlerde de gelişimin devam ettiğini vurgulamaktadırlar. Kişilik gelişimindeki sosyal ve kültürel etkiyi ihmal eden Freud'un aksine, yeni-Freudcu psikologlar kişilik gelişimindeki sosyal ve kültürel etkiyi artan bir şekilde dile getirmişlerdir. Gelişim evrelerini sekiz dönem halinde detaylı bir şekilde inceleyen Erikson, yaşam boyu gelişim anlayışıyla gelişim ve değişimin sürekliliğini net bir şekilde ortaya koymuştur. Daha da önemlisi Erikson, bir önceki evrede oluşabilecek bir hatanın, bir sonraki evrede düzeltilebilme imkânını dile getirmektedir. Freud ve Adler'a göre ilk beş yıl, Sullivan'a göre ön ergenlik, Erikson'a göre ergenlik, Jung'a göre orta yaş dönemi kişilik gelişiminde kritik öneme sahiptir. Din eğitimi penceresinden bakıldığında, Psikanalitik kuramın dikkatlerden kaçırılmaması gereken pek çok veri sağladığı söylenebilir. Eric Ericson Psikososyal Gelişim Kuramı Erikson, psikososyal gelişim kuramında, kişiliğin oluşumunda biyolojik etmenlerin yanında toplumsal etmenlerin de önemli olduğunu vurgulamıştır. Erik erikson'un psikososyal gelişim evreleri. Erikson'un psikososyal gelişim kuramı doğumdan itibaren kişilik gelişiminin hayatın her evresinde devam ettiğini varsayarak insan gelişimini . Erikson´ın psikososyal gelişim kuramı 8 1. Erik erikson, insanın sağlıklı bir ruh haliyle gelişebilmesi için 8'e ayırdığı her bir dönemde çeşitli . Erikson´ın psikososyal gelişim kuramı 8 1. Erikson'a göre, kişilik gelişimi aile, arkadaşlar, okul gibi çevresel faktörlerin yanı sıra bireyin doğuştan sahip olduğu bir takım özelliklerin . Fizyolojik değişmeler ve bedensel gelişim çocuğu bir yetişkin görünümüne yaklaştırmaya başlar ve bu hızlı değişim ve dönüşüm, beraberinde bir dizi psikososyal . Erik erikson, bireylere odaklanarak oldukça ilgi gören bir gelişim kuramı ortaya koymuştur. Erik erikson'un psikososyal gelişim evreleri. Erikson, psikososyal gelişim kuramında, kişiliğin oluşumunda biyolojik etmenlerin yanında toplumsal etmenlerin de önemli olduğunu vurgulamıştır. Erikson, insanın psikososyal evreler içerisinde gelişimini devam ettirdiğini ileri sürmektedir. Erik erikson, insanın sağlıklı bir ruh haliyle gelişebilmesi için 8'e ayırdığı her bir dönemde çeşitli . Erikson'a göre kişi, çevreyle etkileşim içerisinde, yaşam boyunca büyür. Erik Erikson Psikososyal Gelisim Kurami Kimdir Ve Nedir Erikson, psikososyal gelişim kuramında, kişiliğin oluşumunda biyolojik etmenlerin yanında toplumsal etmenlerin de önemli olduğunu vurgulamıştır. Erikson'a göre kişi, çevreyle etkileşim içerisinde, yaşam boyunca büyür. Bu kuramın evreleri ve aşamaları bulunmaktadır. Erikson, insanın psikososyal evreler içerisinde gelişimini devam ettirdiğini ileri sürmektedir. Erik erikson'un psikososyal gelişim evreleri. Erik erikson, bireylere odaklanarak oldukça ilgi gören bir gelişim kuramı ortaya koymuştur. Fizyolojik değişmeler ve bedensel gelişim çocuğu bir yetişkin görünümüne yaklaştırmaya başlar ve bu hızlı değişim ve dönüşüm, beraberinde bir dizi psikososyal . Erikson´ın psikososyal gelişim kuramı 8 1. Erik erikson, insanın sağlıklı bir ruh haliyle gelişebilmesi için 8'e ayırdığı her bir dönemde çeşitli . Erikson'un psikososyal gelişim kuramı doğumdan itibaren kişilik gelişiminin hayatın her evresinde devam ettiğini varsayarak insan gelişimini . Fizyolojik değişmeler ve bedensel gelişim çocuğu bir yetişkin görünümüne yaklaştırmaya başlar ve bu hızlı değişim ve dönüşüm, beraberinde bir dizi psikososyal . Erikson´ın psikososyal gelişim kuramı 8 1. Erikson'un psikososyal gelişim kuramı doğumdan itibaren kişilik gelişiminin hayatın her evresinde devam ettiğini varsayarak insan gelişimini . Erikson, insanın psikososyal evreler içerisinde gelişimini devam ettirdiğini ileri sürmektedir. Bu kuramın evreleri ve aşamaları bulunmaktadır. Erikson´ın psikososyal gelişim kuramı 8 1. Bu kuramın evreleri ve aşamaları bulunmaktadır. Erik erikson'un psikososyal gelişim evreleri. Erikson'un psikososyal gelişim kuramı doğumdan itibaren kişilik gelişiminin hayatın her evresinde devam ettiğini varsayarak insan gelişimini . Erikson, insanın psikososyal evreler içerisinde gelişimini devam ettirdiğini ileri sürmektedir. Erikson, erik, h., i̇nsanın sekiz çağı, çev. Erikson'a göre kişi, çevreyle etkileşim içerisinde, yaşam boyunca büyür. Erikson Psikososyal Gelisim Kurami Nedir 2022 Inceleme Cocuk Ve Genc Erikson, psikososyal gelişim kuramında, kişiliğin oluşumunda biyolojik etmenlerin yanında toplumsal etmenlerin de önemli olduğunu vurgulamıştır. Erik erikson'un psikososyal gelişim evreleri. Erikson, insanın psikososyal evreler içerisinde gelişimini devam ettirdiğini ileri sürmektedir. Erik erikson, bireylere odaklanarak oldukça ilgi gören bir gelişim kuramı ortaya koymuştur. Erik erikson, bireylere odaklanarak oldukça ilgi gören bir gelişim kuramı ortaya koymuştur. Erikson'a göre kişi, çevreyle etkileşim içerisinde, yaşam boyunca büyür. Erik erikson, bireylere odaklanarak oldukça ilgi gören bir gelişim kuramı ortaya koymuştur. Fizyolojik değişmeler ve bedensel gelişim çocuğu bir yetişkin görünümüne yaklaştırmaya başlar ve bu hızlı değişim ve dönüşüm, beraberinde bir dizi psikososyal . Erikson, psikososyal gelişim kuramında, kişiliğin oluşumunda biyolojik etmenlerin yanında toplumsal etmenlerin de önemli olduğunu vurgulamıştır. Erik erikson, insanın sağlıklı bir ruh haliyle gelişebilmesi için 8'e ayırdığı her bir dönemde çeşitli . Erikson'un psikososyal gelişim kuramı doğumdan itibaren kişilik gelişiminin hayatın her evresinde devam ettiğini varsayarak insan gelişimini . Bu kuramın evreleri ve aşamaları bulunmaktadır. Fizyolojik değişmeler ve bedensel gelişim çocuğu bir yetişkin görünümüne yaklaştırmaya başlar ve bu hızlı değişim ve dönüşüm, beraberinde bir dizi psikososyal . Erik erikson, insanın sağlıklı bir ruh haliyle gelişebilmesi için 8'e ayırdığı her bir dönemde çeşitli . Erikson´ın psikososyal gelişim kuramı 8 1. Erik erikson, bireylere odaklanarak oldukça ilgi gören bir gelişim kuramı ortaya koymuştur. Erikson'a göre kişi, çevreyle etkileşim içerisinde, yaşam boyunca büyür. Bu kuramın evreleri ve aşamaları bulunmaktadır. Erikson, erik, h., i̇nsanın sekiz çağı, çev. Erik Erikson Un Psikososyal Kisilik Gelisimi Kurami Gelisim Ve Ogrenme Erikson, erik, h., i̇nsanın sekiz çağı, çev. Erikson'a göre kişi, çevreyle etkileşim içerisinde, yaşam boyunca büyür. Erik erikson, insanın sağlıklı bir ruh haliyle gelişebilmesi için 8'e ayırdığı her bir dönemde çeşitli . Erikson, insanın psikososyal evreler içerisinde gelişimini devam ettirdiğini ileri sürmektedir. Bu kuramın evreleri ve aşamaları bulunmaktadır. Erikson´ın psikososyal gelişim kuramı 8 1. Erikson'a göre, kişilik gelişimi aile, arkadaşlar, okul gibi çevresel faktörlerin yanı sıra bireyin doğuştan sahip olduğu bir takım özelliklerin . Erik erikson, bireylere odaklanarak oldukça ilgi gören bir gelişim kuramı ortaya koymuştur. Erik erikson'un psikososyal gelişim evreleri. Erikson'a göre kişi, çevreyle etkileşim içerisinde, yaşam boyunca büyür. Erikson'a göre kişi, çevreyle etkileşim içerisinde, yaşam boyunca büyür. Fizyolojik değişmeler ve bedensel gelişim çocuğu bir yetişkin görünümüne yaklaştırmaya başlar ve bu hızlı değişim ve dönüşüm, beraberinde bir dizi psikososyal . Erikson, erik, h., i̇nsanın sekiz çağı, çev. Erik erikson'un psikososyal gelişim evreleri. Erikson´ın psikososyal gelişim kuramı 8 1. Eric Ericson Psikososyal Gelişim Kuramı Psikososyal Gelisim Kurami Youtube. Erik erikson, insanın sağlıklı bir ruh haliyle gelişebilmesi için 8'e ayırdığı her bir dönemde çeşitli . Bu kuramın evreleri ve aşamaları bulunmaktadır. Erikson, psikososyal gelişim kuramında, kişiliğin oluşumunda biyolojik etmenlerin yanında toplumsal etmenlerin de önemli olduğunu vurgulamıştır. Erikson´ın psikososyal gelişim kuramı 8 1 eric ericson. Erikson´ın psikososyal gelişim kuramı 8 1. Erikson'un psikososyal gelişim kuramına göre insan yaşamı sekiz evreden oluşur. Birbirinden kesin sınırlarla ayrılmamakla birlikte her dönemin kendine özgü özellikleri, çatışmaları ve krizleri vardır. Kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte tüm insan yaşamının kendine özgü bir seyri vardır. Gerçekte insan yaşamı belirli özelliklerin önde geldiği dönemlerle birbirinden ayrılır. İster tamamlansın ister tamamlanmasın herkes bu dönemleri yaşar. Gelişimdeki diğer bir özellik epigenetik ilkedir. Bu ilk kez Erik Erikson tarafından tanımlanmıştır. Bu ilkeye göre gelişim ancak her dönemin tek tek sağlıklı bir biçimde tamamlanması ile olasıdır. Dönemlerden birinde bir aksama ve yetersizlik olduğunda sonraki dönemlerin de bundan etkileneceği ileri sürülmektedir. Bu da etkilenmenin derecesine göre değişik alanlarda bozukluğa neden olur. Üçüncü temel ilke her dönemin kendine özgü özellikleri,çatışmaları vardır. Değişik modeller biyolojik olgunluk, psikolojik yetiler, uyum özellikleri, savunma düzenekleri, rol beklentileri, sosyal davranışlar ve bilişsel yetiler üzerinde durarak tanımlamalar yapmaktadır. Bebeklik dönemi Temel güven-güvensizlik Bu dönemde sevgi ve yakınlık görme, bakım alma temel gereksinimdir. Bu René Spitz'in gözlemlerine dayanır. Spitz, anne yoksunluğunun çocukta her türlü gelişimi olumsuz yönde etkilediğini göstermiştir. Anaklitik depresyon kavramı ona aittir, 6-12 aylararasında anne ya da temel bakımı veren kişiden ayrılma ile ortaya çıkan ilgisizlik, duygusal geri çekilme ve gelişmenin durmasını tanımlamaktadır. Bu dönemde çocuğun gereksinimleri, algıları ve kendini belirtme biçimleri ağız, dudaklar ve ağız bölgesindeki diğer organlar aracılığı ile olur. Oral bölge ruhsal düzenlemede önde gelen rolünü 18 aya dek sürdürür. Oral duyumlar arasında açlık, susuzluk, doyma, zevk veren dokunsal uyaranlar sayılabilir. Psikanalitik kurama göre oral dönem olarak adlandırılan yaşamın ilk bir yılı boyunca bebekte temel güven duygusunun gelişmesi beklenir. Annesi yanında olmadığı anlarda bebek aşırı bunaltıya kapılır, annenin geçici yokluğuna katlanabilmesi için, onun geri döneceğine ve eskiden olduğu gibi kendisine bakım vermeyi sürdüreceğine güven duyması gerekir. Burada aynı zamanda bebeğin annesinin yokluğunda kötü bir şey olmayacağına güven duyması ve bu güvenin annesi tarafından paylaşıldığını hissetmesi de yani kendini annenin sevgi ve güvenine değer bulması söz konusudur. Yaşamın ilk yılı içindeki bebek, gereksinimden doğan gerginlik, doyumun gecikmesi ve doygunluğa ulaşması döngüsünü tekrar tekrar yaşayıp bu döngüye uyum sağladıkça, zaman da yaşamın bir boyutu olarak bebeğin dünyasına girmeye başlar. Anneyle ilişkiye olan güven böylece doyumun geleceğine güvenme biçimini alacak, bu da zamanın kendisine bir umut niteliği yükleyecektir. Beklemenin doyum getireceğine güven duyulmayan durumlardaysa güvensizlik duygusu gelişecektir. En istenen koşullarda bile, bebeğin annesinin varlığına ve gereksinimlerini karşılayacağına güveninin sarsıldığı anlar söz konusu olur. İşte bu evreden çıkarılan temel güç olan umut, güven ve güvensizlik arasındaki bu çatışmadan doğar. Umut, şimdi değilse bile gelecekte gereksinimlerin karşılanacağına,isteklerin yerine getirileceğine ve doyumun sağlanacağına inanmaktır. Böylelikle, yaşanan anın getirdiği güvensizlik duygusuyla başetmek kolaylaşır, gelecekten iyi şeyler beklemek olanaklı olabilir. Erikson, özetle bu dönemden çıkarılan kimlik duygusunu "içimde yaşattığım ve başkalarına verdiğim umut neyse, ben oyum I am what hope I have and give" olarak belirtmiş, güven duygusunun daha sonraki yakın ilişkilerde karşılıklı benimseme mutual recognition, güvensizliğin ise yakın ilişkilerden kaçınma ve içe kapanma şeklinde gösterdiğini vurgulamıştır. Bu dönemde anne ya da bakıcı ile güven veren bir bağımlılığın olması temel güven duygusunun gelişmesini sağlar. Aşırı doyum ya da yoksunluk; aşırı iyimserlik, narsisizm, kötümserlik, isteyicilik gibi özelliklerin ortaya çıkmasına ve kişilikte belirgin olmasına yol açar. Benlik saygısını korumak için aşırı bağımlılık gösterebilirler. İmrenme ve kıskançlık sıklıkla oral eğilimlere eşlik eder. Temel güven, annesinin şiddetli sağlık sorunları olan ya da birden fazla bakım verenin olduğu bakımevleri ve çocuk yetiştirme yurtlarında yaşayan bebeklerde bozulabilir. Böylece erken dönemde bu özel bağlanmanın olmaması daha sonra kendini empati eksikliği, yakın ve sıcak karşılıklı ilişkiler kurmada yetersizlik şeklinde gösterir. Erken çocukluk dönemi Özerklik-utanç ve kuşku Bu dönemin önemli özelliği çocuk için bedende odak noktasının artık oral bölgeden anal bölgeye geçmesidir. Bu dönemin önemli özelliği anal ve uretral sfinkterlerin kontrolünün sağlanmasıdır. Sifinkter kontrolü ile çocuk kakasını istemli olarak tutma ve bırakma olanağına kavuşur. Bu dönem 1-3 yaşları arasını kapsar. Bu dönemde libidinal özellikler saldırgan dürtülerle yoğun bir biçimde karışır. Sifinkterlerin istemli olarak kontrol edilebilmesi için pasiflik ve aktiflik arasında hızlı değişimlerin yaşanmasına neden olur. Tuvalet eğitimi ile ciddi bir ambivalans yaşanır. Ayrılma, bireyselleşme ve bağımlılık alanlarındaki ambivalans da buna eşlik eder. Anal erotizm anal işlevden alınan cinsel hazzı belirtir. Çocuk kakasını anneye verilen bir hediye gibi görebilir. Anal sadizm ise kakayı bırakmanın bir saldırganlık aracı, silah gibi kullanmasıdır. Bu dönem temelde bağımsızlık ve anne baba denetiminden ayrılmanın önde geldiği bir dönemdir. Sifinkter kontrolunun sağlanması özerklik kazanmayı temsil eder. Özerklik, çocuğun hem içinde uyanan isteklerin hem de çevrenin isteklerinin koşulsuz uygulayıcısı olmaktan çıkmasını ve kendi denetimini kendi eline almasını anlatır. Çocuğun bağımsız iradeye sahip bir birey olarak kendini ortaya koymaya başlamasına, başkalarının önünde durduğunun ve onlarca değerlendirildiğinin bilincine varması eşlik eder. Bunun getirdiği utanma duygusu, yeni filizlenmeye başlayan birey olma bilincinin bedeli gibidir. Gerek tuvalet eğitimi, gerekse başka alanlarda kendi iradesini annesinin iradesinin önüne geçirme denemeleri yapan çocuk, özellikle kendi bireyselliğini algıladığı bu duyarlı anlarda yoğun utanç duygusunun altında kalır ya da bırakılırsa, özerklik denemlerinden kaçınmak zorunda kalacaktır. Tuvalet eğitimi açısından bu sifinkter gerisi üzerindeki denetimini annesine bırakması demektir. Bu da çocukta, birileri tarafından arkasından izleniyor ve yönlendiriliyor olma duygusunun, yani temel kuşkunun büyümesine neden olacaktır. Bu olumsuz duygulara karşın özerklik evresinde edinilen özdenetim yetisi özgür iradenin gelişmesi anlamına gelmektedir. Öyleyse bu dönemden çıkarılan kimlik duygusu "Özgür irademle isteyebildiğim neyse, ben oyum I am what I can will freely" olacaktır. Bu dönemden kaynaklanan olumsuz kişilik özellikleri anal erotizm ve buna karşıkoyma çabalarını temsil eder, ondan kaynaklanır. Düzenlilik, inatçılık, bencillik, tutumluluk, cimrilik bu döneme ait kişilik özellikleridir. Anal özelliklere karşı savunmalar yeterli olmazsa ambivalans, düzensizlik, kirlilik, öfke, meydan okuma ve sadomazokistik eğilimler ortaya çıkar. Bu dönemin sağlıklı bir biçimde aşılması ile bireysel özerklik yani kendinden emin olma kazanılır. Suçluluk duymadan karar verme ve işbirliği yapma yetisi kazanılır. Ambivalans yaşanmaz. Anal erotizmin üretral karşılığı üretral erotizmdir. Üretral retansiyonda aynı şekilde anal retansiyona karşılık gelir. Üretral işlev de sadistik bir nitelik kazanabilir. Baskın üretral eğilimler rekabet ve hırs biçiminde kendini gösterir. Üretral yeterlilik kişiye gurur ve bireysel yeterlilik duygusu kazandırır. Oyun çocukluğu dönemi Girişim - suçluluk duygusu Bu dönem 3-5 yaşlar arasını kapsar. Bu dönemin temel özelliği genital bölgenin ilgi ve uyarılmada birincil odak noktası olmasıdır. Her iki cinsiyette de penis temel ilgi alanıdır. Masturbasyon, cinsel organları gösterme vb. konulara aşırı ilgi olur. Kızlardaki penis eksikliği kastrasyon kanıtı olarak görülür. Karşıt cinsiyetle cinsel eyleme girme ve masturbasyon fantazileri olur. Masturbasyon ve ödipal dürtüler kastrasyon anksiyetesini arttırır. Bu dönemde ilgi genital işlev ve genital organlar üzerine yoğunlaşmıştır. Bu dönemde özdeşim yolu ile cinsel kimlik oluşumu pekişir. Mahçup olmadan ilgi duyma, suçluluk duygusuna kapılmadan girişimde bulunma, içrel dürtülerle ve dıştan kaynaklanan güçlüklerin üstesinden gelebilme bu dönemin özellikleridir. Ödipal çatışmanın bu dönemin sonunda çözülmesi dürtüsel gereksinimlere karşı güçlü bir içrel kaynak yaratır. Beş yaşına doğru bir ruhsal yapı olarak süperego gelişir. Süperego, kişiye kimi isteklerinin yanlış olduğunu söyleyen ve yasak amaçlara ulaşmak yolundaki girişimlerin suçluluk doğurmasına neden olan bir iç örgütlenmedir. Bu hali ile girişimlerin yönlendiricisidir. Süperegonun oluşumu çocuğun fazla beklemeden erişkin rollerine çıkma özlemlerini dizginler. Bunun için daha yıllarca beklemesi gerektiğini farkeden çocuk, hiçbir biçimde körelmemiş düşgücünü bu kez daha gerçekçi biçimde kullanmaya ve büyüdüğünde nasıl bir olmak istediğini sezinlemeye yönelir. Sonuçta bu dönemden "Gelecekte kim olmayı düşleyebiliyorsam, ben oyum I am what I can imagine I will be" şeklinde bir kimlik duygusu çıkarılmaktadır. Okul dönemi Çalışma ve yapıcılık - aşağılık duygusu Ödipal çatışmanın çözülmesinin ardından cinsel dürtülerin eylemsiz gibi göründüğü dönemdir. Yaklaşık 5-6 yaşlarında başlar ve 11-13 yaşlarında sona erer. Süperego gelişiminin tamamlanması, ego işlevlerinin olgunlaşması, içgüdüsel dürtülere karşı güçlü bir denetim sağlanması bu dönemde olur. Bu dönemde çocukların ilgisi kendi cinsiyetlerine yöneliktir. Libidinal ve saldırganlık dürtülerinin sublimasyonu ile öğrenme ve çeşitli etkinliklere katılma önem kazanır. Cinsel ilgi uykuya dalmış gibi sessizdir. Bu dönem önemlibecerilerin kazanıldığı bir dönemdir. Bu dönemde ödipal özdeşimler pekişir. Cinsel rol ve kimlik sabitleşir. Göreceli olarak cinsel ilginin azalması ego gelişimini destekler, yeni beceriler kazanılır. Katı tutumlar, güçlü savunmalar reaksiyon formasyon, özdeşim, deplasman görülür. Anne ve baba yüceltilir. Çocuk büyüdüğünde toplumun kendisinden bekleyeceği üretime dönük işleri nasıl yapacağını bu dönemde öğrenmeye başlar. Eskiden doğrudan doğruya avcılık, çiftçilik ya da sürü otlatma gibi yalın işleri öğrenirken, günümüzde büyüyünce bir meslek sahibi olmak için gerekli temel bilgileri öğrenmeye, sonuçta ekmeğini çıkarabilen erişkinler olmayı öğrenmeye başlamaktadır. Bu uğurda gerekli bilgi ve beceriyi edinmeye uğraşan çocuk ürettiği işlerle ailesi, arkadaşları ve eğitimcilerinin gözünde kendine bir tanınma sağlayabildiği ölçüde giderek pekişen bir çalışma ve yapıcılık industry duygusu geliştirecektir. Dolayısıyla büyüdüğü zaman da üzerine aldığı işleri gerektiği biçimde yapabileceğine inanç duymaya, yaniyeterlik gücünü kazanmaya başlayacaktır. Bu evreden çıkarılan kimlik duygusu ise "İş yapma konusunda öğrenebildiğim neyse, ben oyum I am what can I learn to make work" olacaktır. Öte yandan yapmayı öğrendiği işlerle çevreden beklediği tanınmayı sağlayamayan çocuklarda iş kimliğinin gelişimi aksayacak ve aşağılık duygusu ön plana çıkacaktır. Bu dönemin tehlikelerinden birisi içrel kontrolü sağlamada yetersiz kalma veya aşırı kontroldür. Kontrol yetisinin olmaması çocuğun enerjisini yüceltmesini güçleştirir. Bu şekilde beceri kazanma güçleşir. Aşırı kontrol ise kişilik gelişiminin erkenden bitmesi, aşırı obsesif özelliklerin ön plana çıkmasına neden olur. Sağlıklı gelişimine bağlı olarak çalışkanlık duygusu ve sorunların üstesinden gelme yetisi kazanılır. Ergenlik dönemi Kimlik - kimlik bocalaması Cinsellik veya ergenlik dönemi buluğ ile 11-12 yaş başlar ve bireyin genç bir erişkin olmasına dek sürer. Puberte erken ergenlik döneminde ortaya çıkan cinsel organlarda büyüme, pubik ve koltuk altlarında kıllanma, göğüste büyüme, ilk adet, erkekte semen oluşumunu belirtir. Buluğ kızlarda yaşları arasındadır. Tümüyle biyolojik kökenli olan bu değişikliklerin önemli psikolojik sonuçları vardır. Bu dönemde bilişsel gelişme tamamlanır. Cinsiyet hormonları sisteminin fizyolojik olarak olgunlaşması ile her türlü dürtü, özellikle de libidinal dürtüler yoğunlaşır, benliği sıkıştırmaya başlar. Bu da doğal olarak kişilik organizasyonunda regresyona neden olur. Bu şekilde daha önceki çatışmalar alevlenir. Bunların çözümlenmesi ile de olgun cinsel ve erişkin kimlik oluşur. Bu dönemde temel amaç anne-babadan ayrılarak bağımsızlığın kazanılması, karşı cinsiyetle ilişkilerin kurulabilmesidir. Erişkin rolü benimsenir. Sosyal beklentiler ve kültürel değerlere uyum sağlanır. Kendilik duygusu gelişir. Bu dönemin başarılı bir biçimde geçirilmemesi durumunda eski çatışma alanlarına özgü özellikler kişilikte önde gelen bir şekilde ortaya çıkar. Sağlıklı gelişim ile olgun bir kişilik, cinsel yeterlilik ve uyumlu kimlik duygusu gelişir. Yaratıcılık, sevme, anlamlı amaçlar ve değerler kazanılır. Genç erişkinlik Yakınlık - yalnız kalma 20-40 yaşlar arasını kapsar. Bu dönemde fiziksel, üretkenlik açısından ve bilişsel olarak en üst düzeye ulaşılır. Bu dönemde sevme ve cinsel olarak doyum veren ilişki kurma yetisi gelişir. Gençlik döneminden çıkarılan kimlik duygusu yoğun bir sevgi ilişkisi içinde eritilerek gerçek bir yakınlığın yaşanmasına olanak verecektir. Böylece, iki sevgili, eş ya da yakın arkadaşın bu evreden çıkaracakları kimlik duygusu "Neye sevdalıysak biz oyuz We are what we love" olacaktır. Bunun yapılamadığı durumlarda yalnızlık, toplumdan uzaklaşma ve bunlara bağlı olarak yetersizlik duyguları yaşanır. Erişkinlik Üreticilik - duraganlık Bu dönem 40-60 yaşlar arasıdır. Kişisel ve iş yaşamında üretkenliğin olduğu dönemdir. Birey aile oluşturma çaba ve girişimleri ile toplumsal yaşama katkıda bulunurken işindeki üretkenliği ile de ekonomik yaşama katkıda bulunmaktadır. Bunların yapılmadığı durumlarda ise duraganlığı ve pasif tüketiciliği görmekteyiz. Olgunluk Benlik bütünlüğü - umutsuzluk 60 yaş sonrasıdır. Kişi, yaşam sürecinin olması gerektiği gibi gerçekleştiği ve amacına ulaştığını derinden duyumsadığında benlik bütünlüğü duygusunu geliştirmiş demektir. Sürdürdüğü yaşamdan temelde kendisinin sorumlu olduğunun bilincindedir ve bu bilinç pişmanlık duygusuna neden olmamaktadır. Yaşam çizgisini belirleyen önemli kararların ve yaşamındaki önemli insanların hiç birini değiştirme isteği yoktur. Kendi seçtiği yoldan yürümüş, bu yolu sevmiş ve anlamlı bulmuştur. Bu düşüncelere genel bir insan sevgisi, insanlık onuruna inanç ve kendi yaşamının anlamlı olduğu düşüncesi eşlik eder. Ancak yaşlılık döneminde ulaşılabilen böylesi bir bilgelik, bu evreye özgü temel gücü oluşturur. Yaşamın bu son evresinden kimlik duygusu da "Benden geriye ne kalacaksa, ben oyum I am what survives of me" şeklinde belirtilebilir. Bu dönemde fiziksel ve bilişsel yetiler azalır. Doku esnekliği kaybolur. Postural değişiklikler olur. Görme ve işitme yetisi azalır. Yeni bilgileri öğrenme zorlaşır. Bu dönemde kişi ruhsal olarak kendi ile hesaplaşmalar yapar. Neler yapıp yapmadığını, topluma, ailesine olan katkılarını "günahlarını, sevaplarını" erik erikson'un "insanın sekiz evresi" başlığı ile geliştirdiği dönemler kuramı, normal ve normal olmayan kişilik gelişmesini açıklamaktadır. erikson bu sekiz evreyi benlik gelişiminin aşamaları olarak tanımlamıştır. her evrede benlik, belli bir takım gelişmeleri tamamlamakta; sorunları çözmekte ve evreye özgü bir psikososyal bunalımı atlatmaktadır. evrelerin adı, benliğin o evrede geçirdiği psikososyal bunalıma verilen addır. erikson, her evrede benliğin karşılaştığı bir olumlu benlik öğesi, bir de bunun karşıtını kuramının dayandığı temel düşünceler şunlardır genel olarak insanların temel ihtiyaçları aynıdır. benlik ya da ego, gelişimin temel ihtiyaçların karşılanmasıyla oluşmaktadır. gelişim dönemler halinde meydana gelir. her dönem gelişim için fırsatlar sağlayan bir krizle veya psikososyal problemle nitelenir. farklı dönemler bireyin güdülenmesinde farklılıklar sekiz evre söyledirtemel güvene karşı güvensizliközerkliğe karşı utanç ve kuşkugirişimciliğe karşı suçluluk duygusuçalışkanlığa karşı aşağılık duygusukimlik kazanmaya karşı rol karmaşasıyakınlığa karşı yalıtılmışlıküreticiliğe karşı verimsizlikbenlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk 1. temel güvene karşı güvensizlik 0-1 yaş çocuğun kendisine, anne babasına ve dünyaya güven duygusu umutolumsuz korku, şüphe2. bağımsızlığa karşı kuşku ve utanç 1-3 yaş çocuk, kendine güvenini yitirmeden kendini kontrol edebilme yeteneğini bağımsızlıkolumsuz özgüven problemi3. girişimciliğe karşı suçluluk duyma 3-6 yaş çocuk, etkinliklerde yönelim ve amaç kazanmayı amaçolumsuz suçluluk hissi, yetersizlik duygusu4. başarılığa çalışkanlığa karşı aşağılık duygusu 6-12 yaş çocuk, başarı ve yeterlilik duyguları kazanır. işbirliği yapma, işi başarma özel bir öneme yetenek, aşağılık duygusu5. kimliğe karşı kimlik karmaşası 12-18 yaş birey, özdeşim yoluyla tutarlı benlik kazanır. kendine güvenen, kendinden emin bir kişi olarak yaşamını sadakat duygusuolumsuz isyan, mutsuzluk6. yakınlığa karşı uzaklık 18-40 birey, belirli mesleğe ulaşmak için çalışır. yakın ilişkiler kurma yeteneği sevgiolumsuz uzaklık, mutsuzluk7. üretkenliğe karşı durgunluk 40-65 birey, ailesinin dışındaki kişilerle, gelecek kuşaklarla ve toplumla ilgilenmeye önemsemeolumsuz verimsiz hissetme8. benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk 65 yaş ve üzeri birey, yasama dönüp baktığında bir tatmin hissi duyar. topluma etkin uyum sağlayabilen, aranan, sevilen ve sayılan bilgelik duygusuolumsuz memnuniyetsizlikDurumun video özeti

ericson un psikososyal gelişim evreleri