🖼️ Spiral Varken Fitil Kullanılır Mı

5BGDfp. Gebelikten korunmada kullanılan en uygun yöntemlerden biri spiraldir. T şeklinde metal veya plastik malzemeden oluşan bir aparattır. Doğum kontrol yöntemleri arasında çözüm odaklı ve kullanımı kolay olan spiralin kadınlar arasında kullanımı oldukça yaygındır. Peki spiral nasıl korur? Spiral çeşitleri nelerdir? Doğum kontrol yöntemlerinin günümüzde oldukça önemli olmasıyla çeşitli doğum kontrol uygulamaları meydana gelmektedir. Kullanılan bu yöntemlerle hamilelik sürecini istediğiniz an tekrar yakalamanız veya ertelemeniz mümkün olacaktır. Her kadın doğum kontrol yöntemi uygulamadan önce kadın doğum uzmanından destek alarak kişiye uygun bir yöntem seçilmelidir. Spiral kullanarak 5 yıl hamilelikten sağlıklı bir şekilde korunabilir. İsterseniz daha sonra uzman kişiler tarafından tekrar ÇEŞİTLERSpiral iki çeşittir hormonlu spiral ve bakır spiral. Adet kanamalarını dindirmesi, dış gebeliği önlemesi ile hormonlu spiral kullanımı kadınlar arasında kullanımı oldukça yaygındır. İşte spiral türleriHORMONLU SPİRAL1. Hamilelikten korumada daha 5 yıl boyunca hamilelik riskini ortadan Dış gebeliği önler4. Adet sancılarını azaltır ve neredeyse yok eder5. Adet kanamaları şiddetli olan kişilerde demir eksikliği gibi sorunlar meydana gelebilir. Hormonlu spiral bu sorunu ortadan ADET DÖNEMİNDE Mİ TAKILIR?Spiral takılırken genellikle regl dönemi tercih edilir. Bu dönemde yapılan işlem kolaylıkla sonuca ulaşabilir fakat doğum sonrası ve kürtaj sonrası spiral takılabilmektedir. Adet döneminde takılacaksa adet döneminin daha yoğun olduğu 2. Veya 3. günü takılabilir. Yapılan uygulama sırasında yaşanabilecek acıdan dolayı yaklaşık bir saat sonra ağrı kesici iğne veya ilaç verilmesi NASIL TAKILIR?Spiral taktırmak isteyen kadın uygun ortamda yatırılarak uzman kişiler tarafından takılması sağlanır. Öncelikle kişinin antiseptik solüsyonlarla hijyeni sağlanır. Ardından rahim dışarı çıkartılarak aparat takılır ve iyice yerleştirilmesi sağlanır. Ultrasonla spiral takıldığı yer kontrol edilerek sabitleme sağlanır. Uygulamadan 1 ay sonra kontrol amacıyla muayeneye gidilir. Bir sonraki muayene 1 sene sonra olacaktır. İlginizi Çekebilir Spiral can yakar mı? RİA istenmeyen bir gebelik ile karşılaştırıldığında kadın sağlığı açısından daha az risk taşır. Bununla birlikte her doğum kontrol yönteminde olduğu gibi RİA kullanımı da belirli yan etki ve riskleri beraberinde taşır. Bu risklerin görülme olasılığı düşük olmakla birlikte ortaya çıktığında nasıl davranılacağını bilmek kanamalarının ve krampların fazla olması Spiralin en önemli ve belirgin etkisi adet kanamalarının süresi ve miktarı üzerinde olur. RİA kullanan bir kadında adet kanamalarının 10 gün kadar sürmesi normaldir. Bakırlı RİA’lar adet kanamasının miktarında %50 ile 75 arasında artışa neden artış zaman zaman kadınlarda rahatsızlık ve huzursuzluk 3 ay içinde taktırdığı RİA’yı çıkartmak isteyen kadınların %85’inde sorun kanamaların fazla yandan özellikle kullanımın ilk 3-4 ayında adetler sırasında ağrı olabilir. Bu istemeyen etki de RİA kullanımını olumsuz etkileyen en önemli nedenlerden atılması Takılan her 100 RİA’dan ilk bir yıl içinde uterus içinden tamamen ya da kısmen atılır. Bu durum takılmasını takip eden ilk birkaç ayda en sık görülür. Eğer spiral atılırken ağrı olmazsa ve kadın spiralin düştüğünü fark etmezse hamile kalabilir. Atılan ya da halk arasındaki deyişle düşen her 5 spiralden biri kadın tarafından fark edilmeden kullanımı sırasında ortaya çıkan her 3 gebelikten biri de spiralin düştüğünün fark edilmemesi nedeni ile yapmamış genç yaştaki kadınlarda spiralin düşmesine daha fazla rastlanmaktadır. Bununla birlikte spor yapmak gibi ağır fiziksel aktiviteler spiralin atılma riskini delinmesi Her 1000 takım olayının 1-3’ünde spiral takılırken rahim kaza sonucu delinir. Bu durum fark edildiğinde genelde bir sorun yaşanmaz. Öte yandan fark edilmediğinde ise RİA rahim dışına çıkarak karın boşluğu içinde herhangi bir yere kaçabilir. Delinme kelimesi bereberinde ağrı hissinin de uyanmasına yol açmakla birlikte genellikle herhangi bir acı ya da ağrı rahim dışına kaçması ancak takım sırasında rahimin delinmesine bağlı olarak gelişir. Normal yerinde olan bir spiral herhangi bir etki ile rahim duvarını delerek karın boşluğu içine karın boşluğu içine kaçması muayene ve ultrasonda RİA’nın rahim içinde görülmemesi buna karşılık çekilen karın rotgeninde saptanması ile konur. Böyle bir durumda spiralin laparoskopi ile karın boşluğu dışına alınması Her ne kadar RİA takılırken kullanılan malzeme steril olsa ve takım sırasında sterilizasyona azami derecede dikkat edilse de işlem sırasında vajinada bulunan mikroorganizmalar rahim içine taşınabilir. Bu nedenle RİA kullanan kadınlar spiralin takılmasını izleyen ilk 3-4 ay içinde pelvik enfeksiyonlara karşı daha büyük risk altındadırlar. Bu dönemden sonra hem kadın hem de erkek tek eşli hayata devam ettikleri taktirde enfeksiyon riskinde fazladan bir artış şiddetteki enfeksiyonlar RİA’nın çıkartılmasına gerek kalmadan basit antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Şiddetli pelvik enfeksiyon varlığında ise mutlaka RİA çıkartılıp gerekirse hastaneye yatırılarak damardan antibiyotik tedavisi uygulanması gerekebilir. Pelvik iltihabi hastalık tedavi edilmediği taktirde yaşamı tehdit eden boyutlara Rahim içi araçlar tek başlarına kısırlığa neden olmazlar. Ancak pelvik iltihabi, hastalık ortaya çıkarsa ve eğer şiddetli bir enfeksiyonsa bu durumda karın içinde yapışıklık ve sonrasında çocuk sahibi olmada güçlük yaşanma olasılığı çok artar. Enfeksiyonun üreme sistemini oluşturan organlarda yarattığı hasar kısırlığın nedenidir. Yine aynı risk nedeni ile hiç doğum yapmmış kadınlarda RİA takılması pek önerilmez. Ancak uygun şartlara sahip bilinçli kişilerde doğum yapmadan önce de güvenle spiral takılabilir. Sağlık Procto Glyvenol Fitil Supozituvar Ne İşe Yarar, Nasıl Kullanılır? Share Tweet Procto-Glyvenol supozituvar, basur hemoroid için kullanılan fitil formunda bir ilaçtır. Fitilin etkin maddelerinden biri olan lidokain bölgeyi uyuşturarak ağrı ve kaşıntı gibi rahatsız edici semptomları azaltırken, diğer etkin maddesi tribenosid ise damarlardaki olası iltihapla savaşarak şişliğin giderilmesine yardımcı olur. Makaleye Genel Bakış Procto-Glyvenol Nedir, Ne İçin Kullanılır? Procto Glyvenol Fitil Supozituvar Nasıl Kullanılır? Procto Glyvenol Fitil Yan Etkileri Hamilelik ve Emzirme Döneminde Procto Glyvenol Fitil Kullanımı Procto-Glyvenol Fitil Supozituvar Fiyatı ve Saklama Koşulları Procto-Glyvenol Nedir, Ne İçin Kullanılır? Doktorunuz, Procto-Glyvenol fitil veya krem reçetelediyse muhtemelen halk arasında basur olarak bilinen hemoroid sorunundan muzdaripsiniz demektir. Anüs ve rektal bölgedeki damarların şişmesiyle karakterize yaygın görülen anorektal tıbbi bir durum olan hemoroid, kronik ishal-kabızlık, obezite, uygun olmayan beslenme alışkanlıkları veya bağırsak hareketleri sırasında zorlanma gibi farklı nedenlerden dolayı oluşabilir. Procto-Glyvenol marka adıyla satılan bu ilacın hem fitil supozituvar hem de krem formu, içerdiği etkin maddeleri olan tribenosit + lidokain kombinasyonu sayesinde basurun lokal tedavisinde hızlı, etkili ve güvenli bir seçenektir. Kaynak İlacın içeriğinde bulunan lidokain, lokal anestezik bir ajandır. Bu, bölgeyi uyuşturarak basurun neden olduğu ağrı, kaşıntı veya yanma hissi gibi rahatsız edici semptomları geçici olarak gidereceği anlamına gelir. Tribenosit ise bölgedeki damarların iltihaplanmasını veya ağrıya yol açabilen maddelerin oluşumunu engeller. Sonuç olarak, lidokain ve tribenosit kombinasyonu olan Procto-Glyvenol, basur söz konusu olduğunda etkili bir tedavidir. Procto Glyvenol Fitil Supozituvar Nasıl Kullanılır? Kutu üzerinde ”Supozituvar” ibaresi varsa bu, ilacınızın fitil formunda olduğu anlamına gelir. Procto-Glyvenol fitil, makattan anüs içeri itilmek suretiyle kullanılır. Herhangi bir şekilde yenilmez, içilmez veya makat dışında bir bölgeden kullanılmaz. Fitili açın ve sağ dizinizi bükerek sol tarafınıza yatın veya tam tersi Fitilin sivri ucu öne gelecek şekilde makatınızdan içeri nazikçe itin Birkaç dakika uzanın ve mümkünse 1 saat boyunca bağırsak hareketlerinden kaçının Basur belirtileri yok olana dek sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez kullanın Belirtileriniz kaybolduğunda kullanımını günde 1’e düşürebilirsiniz 1 hafta kullanmanıza rağmen iyileşme göremediyseniz doktorunuzla konuşun Doktor önerisi olmadan 12 yaş ve altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır. Ergen gençler ve yaşlılar için ise özel bir dozaj programı yoktur. Günde 2 kez kullanılabilir. Kullanım öncesinde fitilin yerleştirilemeyecek kadar yumuşak olduğunu fark ederseniz özellikle sıcak havalarda erime nedeniyle, folyoyu açmadan önce buzdolabında 30 dakika kadar bekletebilirsiniz Yeterli sıvı alımı, uygun bir beslenme düzeni ve hafif fiziksel aktivite tedavinize olumlu yansıyacaktır. Ayrıca, ishal ve kabızlıktan kaçınmaya dikkat edin. Procto Glyvenol Fitil Yan Etkileri Bu ilacı kullanan çoğu kişi herhangi bir yan etkiyle karşılaşmaz. Ancak yine de kızarıklık, kaşıntı ve yanma hissi gibi hafif yan etkiler görülebilir. Ayrıca, rektal dokuda kanama varsa hafif ağrı veya batma meydana gelebilir. Bunlardan herhangi biri sürekli devam eder ya da kötüleşirse doktorunuzla konuşun. Procto-Glyvenol basur fitiline karşı ciddi bir alerjik reaksiyon oldukça nadirdir. Bununla birlikte, boğaz ve dil gibi solunumu etkileyebilecek bölgelerde şişme, döküntüler veya baş dönmesi olursa yakındaki bir sağlık kuruluşuna başvurun. Procto Glyvenol kullanımı güvenlidir ve çoğu kişide yan etkiye neden olmaz. Bu ilacın faydalarının olası yan etki risklerinden daha fazla olduğu için doktorunuzun reçetelendirdiğini unutmayın. Sorumluluk reddi olarak amacımız işinize yarayacak en doğru bilgileri sunmaktır. Ancak, söz konusu tıbbi tedaviler olduğunda ilaçlar herkesi farklı etkileyebileceğinden, burada yazılanların eksiksiz olası yan etkiler dahil olduğunu garanti edemeyiz. Bu nedenle, herhangi bir ilacın kullanımında doktorunuzun veya eczacınızın talimatlarını esas alın. Hamilelik ve Emzirme Döneminde Procto Glyvenol Fitil Kullanımı Basur, hamile kadınların yaklaşık %40’ına yakınını etkileyen yaygın bir sorundur. Bununla birlikte, hamilelikte kabızlık şikayeti olan ve hamilelik öncesinde basur öyküsü olan kadınların gebelikte yeniden hemoroid geliştirme olasılığı daha yüksektir. Bakınız Hamilelikte basur neden olur? Bebek bekleyen bir anne adayıysanız ve basurdan şikayetçiyseniz, Procto-Glyvenol Supozituvar kullanıp kullanamayacağınızı merak ediyor olabilirsiniz. Hamileliğin ilk 3 ayındaysanız 1. trimester bu fitili kullanmayınız! Gebeliğin 4. ayından itibaren ise doktorunuzun önerisiyle birlikte tavsiye edilen dozu aşmadan kullanabilirsiniz. Procto-Glyvenol fitil kullanımının emzirme döneminde güvenli olduğu düşünülmektedir. Ancak yine de bebeğini emziren bir anneyseniz, kullanmadan önce doktorunuzun veya eczacınızın onayını alın. Procto-Glyvenol Fitil Supozituvar Fiyatı ve Saklama Koşulları Procto Glyvenol Supozituvar kutu içinde 10 adet fitil bulunur. 2022 yılı fiyatı 32 liradır, eczanelerde satılır. 30 derecenin altındaki, direkt güneş görmeyen, çocukların ve evcil hayvanların ulaşamayacağı bir yerde saklanmalıdır. Sıcak ortamda muhafaza edilmiş ve yumuşamış fitillerin kullanımı zor olabileceğinden, ambalajlı şekilde bir süre buzdolabında bekletilerek sertleşmesi sağlanabilir. Sağlık Trombotik Trombositopenik Purpura TTP Hastalığı Kısaltması TTP olan trombotik trombositopenik purpura, kan pıhtılarının oluştuğu, özellikle beyin, böbrek ve kalpteki en küçük kan damarlarını tıkayabilen, ciddi organ hasarına yol açabilen, çok nadir görülen ve yaşamı tehdit eden bir kan pıhtılaşma bozukluğudur… Makaleye Genel Bakış TTP Hastalığı Nedir? Görülme Sıklığı TTP Hastalığı Belirtileri TTP Hastalığının Nedenleri TTP Hastalığının Teşhisi TTP Hastalığının Tedavisi TTP Hastalığı Nedir? Trombotik trombositopenik purpura TTP, özellikle beyinde, kalpte ve böbreklerde en küçük kan damarlarını tıkayan, böylece kan pıhtılarının oluştuğu çok nadir görülen ve yaşamı tehdit eden bir hastalıktır. Oluşması durumunda, kişide ciddi organ hasarı meydana gelebilir. Çoğu durumda, otoantikorların, yani vücudun kendi dokusuna yönelik antikorların kanın pıhtılaşmasında önemli bir enzime saldırdığı otoimmün bir hastalıktır. TTP’nin klinik tablosu, kandaki trombosit sayısında azalma, kırmızı kan hücrelerinin yıkımı hemoliz nedeniyle düşük hemoglobin değeri Hb değeri ve küçük damarlarda sayısız küçük pıhtı ile karakterizedir. Hızlı teşhis önemlidir. Hastalık zamanında tespit edilirse, kan plazması değiştirilerek etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Kaynak Görülme Sıklığı Trombotik trombositopenik purpura çok nadir görülen bir hastalıktır. Ortalama olarak, her yıl milyon kişi başına yaklaşık 3 ila 7 kişi TTP geliştirir. Hastalık en sık 30 ila 40 yaşları arasında görülür. Ortalama olarak, kadınlar erkeklerden daha sık etkilenir. İstatistiksel olarak konuşursak, Afrika kökenli insanların ve hamile kadınların hastalığa yakalanma olasılığı daha yüksektir. TTP Hastalığı Belirtileri Kan pıhtıları farklı organlarda oluşabileceğinden, semptomlar büyük ölçüde değişir. Ortaya çıkan şikayetlerin ortak noktaları, etkilenenlerin ciddi şekilde hasta olmaları ve hastaneye kaldırılmaları gerektiğidir. Trombotik trombositopenik purpura ile aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir Kan pıhtıları nedeniyle bağırsaklarda veya midede kan akışı bozulursa mide ağrısı, karın ağrısı ve muhtemelen kusma meydana gelir. Böbrekler etkilenirse, akut böbrek yetmezliği oluşabilir. Kalp etkilenirse, anormal kalp ritimleri veya göğüs sıkışması yaşanabilir. Ciltte yamalı, küçük kanamalar da olabilir. Derideki mor lekeler hastalığa adını verir. Beyne giden kan akışı bozulduğunda, felce benzer semptomlar ortaya çıkabilir. Hastalık ayrıca kırmızı kan hücrelerini eritrositler de yok ederek anemiye neden olur. Buna hemolitik anemi denir. Semptomlar anemi ile uyumlu halsizlik ve yorgunluktur. TTP Hastalığının Nedenleri Hemolitik üremik sendrom HÜS gibi, trombotik trombositopenik purpura da trombotik mikroanjiyopati olarak adlandırılır. Küçük kan pıhtılarının oluşumu en küçük kan damarlarındaki kan akışını bozarak, oksijen eksikliğinden dolayı damarların beslediği dokuya zarar verir. Eritrositler kırmızı kan hücreleri de damar tıkanıklıklarından mekanik olarak zarar görür. Mevcut bilgilere göre, TTP’ye çinko proteaz ADAMTS13’teki bir kusur neden olur. Bu çinko proteaz normalde kanın pıhtılaşmasında önemli bir rol oynayan von Willebrand faktörünü böler. ADAMTS13 proteaz aktivitesi doğal seviyesinin yüzde 10’unun altına düştüğünde, vücudun en küçük damarlarında kan pıhtıları oluşur, onları tıkar ve dokulara yetersiz oksijen verilmesine neden olur. Mevcut bir genetik yatkınlık durumunda, ADAMTS13 proteazındaki bir eksikliğe ek bir tetikleyici faktör örneğin bir enfeksiyon neden olabilir. Ek olarak eksiklik, vücudun kendi bağışıklık sisteminin ADAMTS13 proteazına karşı antikorlar oluşturduğu bir otoimmün hastalığın sonucu olabilir. Şimdiye kadar, farklı TTP biçimlerinin genel olarak tanınan bir sınıflandırması yoktur. Bununla birlikte, genellikle idiyopatik, ikincil ve ailesel TTP arasında bir ayrım yapılır İdiyopatik TTP İdiyopatik TTP durumunda, hastalık için doğrudan bir tetikleyici tanımlanamaz. Çoğu TTP hastalığı vakasında durum budur. Bununla birlikte, bunun çinko proteaz ADAMTS13’e veya trombositlerin yüzeyindeki spesifik bir proteine ​​karşı antikorların geliştiği bir otoimmün hastalık olduğundan şüphelenilmektedir. İkincil TTP Vakaların yaklaşık yüzde 15’inde belirli bir tetikleyici faktör tanımlanabilir. Örnekler arasında hamilelik, kemik iliği nakli, bulaşıcı hastalıklar HIV, bartonelloz, kanser mide adenokarsinom, otoimmün hastalıklar sistemik lupus eritematozus ve bazı ilaçlardır siklosporin, ovulasyon inhibitörleri, mitomisin. Ailesel TTP Ailesel TTP’nin Upshaw-Schulman sendromu olarak da adlandırılır nedeni, ADAMTS13 genindeki genetik bir kusurdur. Bu gen, ADAMTS13 çinko proteazının üretiminde önemli bir rol oynar. Bu genin otozomal resesif bir şekilde kalıtılan yaklaşık 40 farklı mutasyonu bilinmektedir. Ailesel TTP doğumdan kısa bir süre sonra fark edilir hale gelir ancak semptomların şiddeti büyük ölçüde değişir. Bu nedenle, bazı hastalar hayatlarının geri kalanında hastalıklarını fark etmezler. Bununla birlikte, bazı hastalar ömür boyu tedavi gerektirir. Akut bir TTP atağı geçirme riski ateş, ishal, enfeksiyonlar, hamilelik ve cerrahi müdahalelerle artar. TTP Hastalığının Teşhisi Anamnez tıbbi görüşme, hastada akut TTP alevlenmesini tetikleyebilecek belirli risk faktörlerinin örn. enfeksiyonlar, ateş bulunup bulunmadığı hakkında bilgi sağlar. Ayrıca herhangi bir nörolojik semptomu belirlemek için fizik muayene yapılır ve nörolojik durum kaydedilir. Kan testleri genellikle trombositopeni kan trombositlerinin eksikliği ve anemiyi ortaya çıkarır. Periferik kan yayma testinde, tıkanmış kılcal damarlar nedeniyle eritrositlerde mekanik hasar olduğunu gösteren sözde fragmanositler tespit edilebilir. Kan plazmasındaki von Willebrand faktörünün jel elektroforetik multimer analizi kullanılarak, ADAMTS13 proteazın azalmış aktivitesi saptanabilir. Ailesel TTP’den şüphelenilmesi durumunda, gerekirse genetik bir testle doğrulanabilir. TTP Hastalığının Tedavisi Akut bir trombotik trombositopenik purpura atağı, acil müdahale gerektiren yaşamı tehdit eden bir durumdur. En başarılı tedavi, hastaya bir donörden kan plazmasının verildiği plazmaferezdir. Sonuç olarak, eksik ADAMTS13 proteazı hastanın kanına verilir. Vakaların yüzde 90 kadarında bu tedavi, akut alevlenmenin azalmasına neden olur. Plazma birkaç kez değiştirilir ve ek ilaçlar da uygulanabilir. O sırada alınan ancak TTP’yi tetikleyebileceğinden şüphelenilen ilaçlar kesilir. Bu işlem bu nedenle ortalama iki ila üç saat sürebilir ve normalde çok nadiren istenmeyen yan etkilere sahiptir. Enfeksiyon gibi altta yatan bir hastalık varsa bu da tedavi edilir. Bu tedaviden sonra trombosit sayısı 6 ay boyunca laboratuvarda düzenli olarak analiz edilecektir. Bir nüksetme şüphesi varsa, tedaviye hızla devam edilebilir. Kronik ise, uzman dalağın cerrahi olarak çıkarılmasını önerebilir. Sonuç olarak, eksik dalağın bağışıklık sonuçlarını telafi etmek için pnömokok, meningokok ve Haemophilus influenzae B’ye karşı aşılar yapılır. Vücudun bağışıklık sistemi, glukokortikoidlerin yardımıyla bastırılabilir. Bu da ADAMTS13 proteazına karşı otoantikorları olan hastalarda semptomlarda iyileşmeye yol açar. Ek olarak, antikor üreten B hücreleri üzerinde etkili olan monoklonal antikor rituksimabın uygulanması, ADAMTS13 proteazına karşı antikor üretimini azaltabilir. Sağlık Akela Forte Jel Ne İşe Yarar, Nasıl Kullanılır? Akela Forte Jel, sivilce tedavisinde kullanılan şeffaf renkli topikal bir ilaçtır. Bir tür antibiyotik olan jelin etkin maddesi eritromisin, sivilce ve aknelere neden olan bakterileri öldürerek çalışır. Makaleye Genel Bakış Akela Forte %4 Jel Nedir, Ne İçin Kullanılır? Eritromisin nasıl çalışır? Akela Forte Jel Nasıl Kullanılır? Akela Forte Jel Yan Etkileri Bu İlacın Sivilceleri Yok Etmesi Ne Kadar Sürer? Eritromisin sivilce için tek seçeneğim mi? Hamilelik ve Emzirme Döneminde Akela Forte Jel Akela Forte %4 Jel Nedir, Ne İçin Kullanılır? Doktorunuz, Akela Forte Jel kullanmanızı önerdiyse muhtemelen bakteri kaynaklı sivilcelerden muzdarip olmalısınız. Zira, bu jelin etkin maddesi olan eritromisin, sivilce ve akne oluşumunda çoğu zaman birincil suçlu olan bakterileri öldürmek için kullanılan bir tür antibiyotiktir. Tek başına veya sivilce için cilde uygulanan ya da ağızdan alınan bir veya daha fazla ilaçla birlikte kullanılabilir. Eritromisin nasıl çalışır? Eritromisin, makrolitler grubuna giren bir tür antibiyotiktir. Bu antibiyotik, iltihaplı sivilcelerin birincil suçlusu olan bakteri türü propionibacterium acnes’e saldırarak çalışır. Yaygın bir bakteri türü olan p. acnes, ciltteki yağ bezlerinin ürettiği sebumla beslenir. Yağ bezlerini tahriş eden, iltihaplandıran ve lekelere neden olan atık ürünlerle birlikte yağ asitleri üretir. Eritromisin, bakteri sayılarını kontrol altına alarak yağ bezlerinin iltihaplanmasını önler ve cildin iyileşmesini sağlar. Sonuç olarak, Akela Forte %4 Jel, içeriğindeki eritromisin sayesinde sivilcelere neden olan bakterileri öldürmekle birlikte, kızarıklık ve iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olur. Eritromisine ek olarak Akela sivilce jelinde bulunan diğer maddeler etanol, hidroksi propil selüloz ve bütil hidroksi toluendir. Akela Forte Jel Nasıl Kullanılır? Bu ilacı dermatologunuzun veya eczacınızın önerdiği şekilde kullanın. Ancak, uzman biri tarafından kullanımına yönelik bilgilendirme yapılmadıysa aşağıdaki adımları izleyin. Akela Forte Jel sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez uygulanır. Sivilceli bölge yıkanıp kurulandıktan sonra ince bir tabaka olacak şekilde nazikçe sürülür. Bu jelin %2 ve %4 olan formülleri mevcuttur. Tedaviye ilk olarak %4 olan Akela Forte %4 Jel formülle başlanması ve 8 haftalık tedavinin sonrasında iyileşme görüldüğünde %2’lik formülle devam edilmesi önerilir. Uygulama esnasında ağız, göz ve burun deliklerinin içine sürülmemeli, kazara bulaşırsa bol suyla yıkanmalıdır. Birkaç haftalık kullanımla iyileşme gözlemleyebilirsiniz. Ancak, ilacın tam etkisini görmeniz için 10 ila 12 hafta kullanmanız gerekebilir ve tam bir tedavi süresi 3 ila 6 ay arasında sürebilir. 3 – 4 hafta boyunca düzenli kullanmanıza rağmen sivilcelerinizde iyileşme görmüyorsanız veya daha fazla şiddetleniyorsa doktorunuzla konuşun. Akela Forte Jel Yan Etkileri Bu jel genellikle tıbbi müdahale gerektirmeyen hafif yan etkilerden daha fazlasına neden olmaz. İstenmeyen hafif etkilerinden bazıları, kızarıklık, kaşıntı, hafif ağrı, batma – yanma hissi, pul pul döküntü, cilt kuruluğu ve ardından yağlanmadır. Akela Forte Jel kullanan çoğu kişide ciddi bir yan etki görülmez. Bu kremin faydalarının olası yan etki riskinden daha fazla olduğu için doktorunuz tarafından reçetelendiğini unutmayın. Sorumluluk reddi olarak amacımız işinize yarayacak en doğru bilgileri sunmaktır. Ancak, söz konusu tıbbi tedaviler olduğunda ilaçlar herkesi farklı etkileyebileceğinden, burada yazılanların olası yan etkiler dahil eksiksiz olduğunu garanti edemeyiz. Bu nedenle, herhangi bir ilacın kullanımında doktorunuzun veya eczacınızın talimatlarını esas alın. Kullanmadan önce kutu içinden çıkan prospektüsü anlayarak okuduğunuzdan emin olun. Bu İlacın Sivilceleri Yok Etmesi Ne Kadar Sürer? Sivilcelerinizden kurtulmak için 3 ila 4 ay boyunca Akela Forte eritromisin veya benzer bir antibiyotik tedavisi kullanmayı beklemelisiniz. İlk haftalarda veya günlerde iyileşmeler görebilirsiniz, ancak ilacı belirtilen şekilde uygulamaya devam edin. Şiddetli akne vakalarında dört aydan fazla kullanmanız gerekebilir. Eritromisin topikal tedavilerini 12 hafta boyunca veya doktorunuzun önerdiği süre boyunca günde 2 kez sabah – akşam uygulayın. Eritromisin sivilce için tek seçeneğim mi? Topikal olarak cilde uygulanan eritromisin sivilceler için tek başına kullanılabilen bir tedavi olsa da tek alternatifiniz değildir. Aslında, tretinoin ve eritromisinin bir arada kombinlendiği Eritretin Jel gibi daha etkili olabilecek farklı seçenekleriniz vardır. Kaynak Topikal eritromisin yalnızca akneye neden olan bir faktörü hedefler; bakteriler. Cilt hücrelerinin anormal şekilde dökülmesi ve gözenek tıkanıklıklarının gelişmesi gibi akne patlamalarından sorumlu olan başka faktörler de vardır. Ancak bunlar topikal eritromisinin tam olarak ele almadığı bir şeydir. Daha da önemlisi, antibiyotik direnci, özellikle akne için topikal antibiyotikler ve eritromisin ile ilgili büyük bir sorundur. Sivilceye neden olan bakteri ilaca alışmış ve zamanla etkisiz hale gelmiş olabilir. Öte yandan, dermatoloğunuz Akela Forte Jel kullanmanızı önerdiyse başka arayışlara girmemeniz önemlidir. Zira, sizin için en uygun tedavinin ne olduğu konusunda en iyi bilgiye sahip olan doktorunuzdur. Sivilce dahil olmak üzere tüm sağlık sorunlarınızda size en iyi ve yalnızca doktorunuzun yardımcı olabileceğini unutmayın. Hamilelik ve Emzirme Döneminde Akela Forte Jel Akela Forte jelin hamile kadınlar üzerindeki etkilerini gösteren veriler yetersizdir. Bununla birlikte, gebe hayvanlar üzerinde yürütülen çalışmalarda zararlı etkiler gözlemlenmemiştir. Ancak yine de gebe kadınlarda dikkatli olunmalı ve doktor onayıyla kullanılmalıdır. Bu jelin etkin maddesi olan eritromisinin anne sütüne geçtiği bilinmektedir. Fakat, topikal olarak anneye uygulanan jelden süte geçebilecek miktar tolere edilebilir düzeydedir ve bebek üzerinde herhangi bir olumsuzluğa neden olması beklenmemektedir. Buna rağmen, emziren anneler Akela Forte kullanmadan önce doktorlarına danışmalı, uzman onayı olmadan emzirme laktasyon döneminde kullanılmamalıdır. Akela Forte içerisinde 30 gram jel bulunan alüminyum tüplerde satışa sunulur. 25 derecenin altındaki direkt güneş görmeyen serin bir yerde saklanmalı, dondurulmamalıdır. Sağlık Hunter Sendromu MPS II Nedir? Hunter sendromu, kusurlu veya hatta eksik bir enzim nedeniyle belirli moleküllerin yeterince parçalanmadığı, nadir görülen kalıtsal bir metabolik hastalıktır. Hastalığın hafif ve şiddetli seyri arasında bir ayrım yapılır. Şiddetli bir seyir durumunda, zihinsel gelişimi etkileyebilecek merkezi sinir sistemi de etkilenir… Makaleye Genel Bakış Hunter Sendromunun Tanımı Hunter Sendromuna Ne Sebep Olur? Hunter Sendromunun Belirtileri Hunter Sendromu Tedavi Edilebilir mi? Hunter Sendromu Önlenebilir mi? Hunter Sendromunun Tanımı Mukopolisakkaridoz tip II MPS II olarak da bilinen Hunter sendromu, neredeyse yalnızca erkek çocukları etkileyen ve yaşamı tehdit eden kalıtsal bir hastalıktır. Vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilir ve çeşitli şikayetlere neden olabilir. Belirtiler her hasta için farklıdır. Bu nedenle, hastalığın tek bir tipik seyri yoktur. Hunter sendromu, mukopolisakkaridozlar veya MPS hastalıkları grubuna aittir. Bir enzimin hatalı veya tamamen eksik üretimi nedeniyle, belirli metabolitler mukopolisakkaritler veya glikozaminoglikanlar doğru şekilde parçalanamaz. Parçalanmayan mukopolisakkaritler hücrelerde birikir ve bu da bozukluklara ve bazen ciddi semptomlara yol açar. Birikintiler birçok farklı vücut hücresini etkileyebilir ancak çoğu zaman iskeleti, merkezi sinir sistemini, iç organları, cildi ve kalbin iç astarını etkiler. Kaynak Hunter Sendromuna Ne Sebep Olur? Hunter sendromuna X kromozomundaki bir mutasyon neden olur. İduronat-2-sülfataz enziminin sentezi için gen kusurludur. Enzim ya hiç sentezlenmez ya da sadece sınırlı bir etki ile sentezlenir. İduronat-2-sülfataz, sülfat grubunun dermatan ve heparin sülfattan ayrılmasından sorumludur. Sağlıklı bir insanda, glikozaminoglikanlar, iduronat-2-sülfataz enzimi tarafından parçalanır. Hunter hastalığından etkilenen hastalarda, iduronat-2-sülfatazın yetersiz aktivitesi, sürekli artan glikozaminoglikan birikintilerine yol açar. X’e bağlı kalıtım nedeniyle, neredeyse sadece erkek çocuklar bu hastalıktan etkilenir. Hunter sendromu, X kromozomundaki kusurlu bir gen yoluyla çocuğa aktarılır. Kızlar iki X kromozomuna sahiptir. Bununla birlikte, erkeklerin bir X kromozomu ve bir Y kromozomu vardır. Y kromozomunu hep oğullarına geçirdikleri için hastalık babadan oğula geçmez. Hastalıklı babaların tüm kızları, her zaman babalarının X kromozomunu aldıkları için kusurlu gen varyantının taşıyıcılarıdır. Hunter Sendromunun Belirtileri Hunter sendromunun belirtileri ve seyri karmaşıktır. Hastalığının belirtileri, ne kadar hızlı ilerledikleri ve ne kadar şiddetli olduklarına bağlı olarak her insan için farklıdır. Belirtilerin çoğunun yaygın çocukluk hastalıkları olduğunu bilmek önemlidir. Hunter sendromunu işaret edebilecek şey bunların birleşimidir. Tüm hastalarda tüm belirtiler görülmez ve bunlar da farklı hızlarda ilerler. Bu nedenle, hastalığın tüm hastalar için aynı olan klasik bir seyri yoktur. Hunter sendromunun nöronopatik olmayan ve nöronopatik olan şeklinde iki tipi vardır. Her iki tipin de özelliği, genişlemiş karaciğer ve dalak, solunum yollarının tekrarlayan enfeksiyonları ve derinin kalınlaşmasıdır. Ayrıca, yüz hatlarında kabalaşma, büyüme bozuklukları ve eklem hareketlerinde kısıtlılık fark edilebilir. Hunter sendromu aynı zamanda işitme ve görme bozukluklarına da yol açabilir. Nöronopatik seyir genellikle yaşamın 2 ila 4 yaşları arasında belirtiler gösterirken, nöronopatik olmayan daha hafif seyirde belirtiler genellikle daha sonra çocuklukta kendini göstermeye başlar. Hunter Sendromu Tedavi Edilebilir mi? Hunter sendromu genetik bir hastalık olduğu için nedensel bir tedavi mümkün değildir. Bazı vakalarda kök hücre nakli olasılığı mümkündür. Bir tedavinin başarısı hastadan hastaya değişir. Ayrıca şiddetine de bağlıdır. Eksik enzimin dışarıdan infüzyon yoluyla vücuda verildiği enzim replasman tedavisi de mevcuttur. Bu terapi ile normal bir yaşam beklentisi elde edilebilir. Tedavi ömür boyu sürmelidir. Erken teşhis ve tedaviye erken başlanması ve terapinin tutarlı bir şekilde uygulanması tedavinin gidişatını olumlu yönde etkileyen önemli faktörlerdir. Ancak ileri vakalarda, terapi bazen artık umut verici değildir. Buradaki amaç semptomları hafifletmektir. Hematopoetik kök hücre nakli veya gen tedavisi gibi yeni araştırılan tedavi biçimleri, şu anda deneysel olarak kabul edilmektedir. Hastalığın seyri hastadan hastaya çok değişkendir. Ancak hastalık tedavi edilmezse, ağır vakalarda beş yaşından önce ölüme neden olabilir. Bununla birlikte, özellikle nöronopatik olmayan Hunter sendromu türleri, enzim replasman tedavisi ve ortaya çıkan hastalığın semptomlarının tedavisi ile birlikte çok iyi bir şekilde tedavi edilebilir. Nörolojik şikayetlerde hedefe yönelik fizyoterapi ve fiziksel aktivite genel durumu olumlu yönde etkileyebilir. Jimnastik ve yüzme gibi nazik sporlar, etkilenen uzuvların hareketliliğini korumaya veya geliştirmeye yardımcı olur. Akut kalp yetmezliği gibi tıbbi acil durumlar, Hunter sendromunda sıklıkla ortaya çıkabilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı ve diğer hastalarla konuşma ile desteklenen kapsamlı terapötik tedavi, hastanın yaşam kalitesini iyileştirebilir. Kural olarak, etkilenenlerin semptomlar, şikayetler, nedenler ve sonuçlar hakkında yeterince bilgi sahibi olmaları hastalıklarıyla daha iyi başa çıkmalarına yardımcı olur. Hunter Sendromu Önlenebilir mi? Hunter sendromunu önlemek mümkün değildir. Kalıtsal bir hastalıktır. Ailede daha önce bu hastalık vakaları ortaya çıkmışsa ve çocuk sahibi olma isteği varsa, riskin değerlendirilebilmesi için genetik danışmanlık alınmalıdır. Prenatal genetik testler de mümkündür. Hastalık zaten mevcutsa, kapsamlı muayenelerin yapılması önemlidir. Amniyotik sıvı testi ve koryon villus biyopsisi, hamilelik sırasında Hunter hastalığı geninin bebekte kusurlu olup olmadığını belirlemek için de kullanılabilir. RİA kullanımı sırasında ortaya çıkan her 3 gebelikten biri de spiralin düştüğünün fark edilmemesi nedeni ile olmaktadır. … Bununla birlikte spor yapmak gibi ağır fiziksel aktiviteler spiralin atılma riskini arttırmaz. Rahim delinmesi. Her 1000 takım olayının 1-3'ünde spiral takılırken rahim kaza sonucu kullanımı sırasında ortaya çıkan her 3 gebelikten biri de spiralin düştüğünün fark edilmemesi nedeni ile olmaktadır. … Bununla birlikte spor yapmak gibi ağır fiziksel aktiviteler spiralin atılma riskini arttırmaz. Rahim delinmesi. Her 1000 takım olayının 1-3'ünde spiral takılırken rahim kaza sonucu takıldıktan sonra neye dikkat etmeli?-Kişisel hijyene dikkat edilmelidir. -İlk aylarda ağır yük kaldırma, ıkınma ve aşırı öksürük gibi durumlardan sakınılmalıdır. –Spiral takıldıktan sonra proflaktik antibiotik kullanılması gerekmez. -Yılda en az bir kere jinekolojik muayene olunmalı ve spiralin durumu ile ilgili bilgi kayması nasıl belli olur?Böyle durumlarda genel olarak iki farklı belirti öne çıkıyor. Bunlardan biri yoğun adet kanaması diğeri ise kasık bölgesinde yaşanan ağrılardır. Tabii ayrıca adet dışı kanamalar da meydana gelebilir. Bu tür belirtiler ortaya çıktığı vakit spiral kayması veya düşmesi yaşandığı varken hangi pozisyonlar tehlikeli?Spiral varken sakıncalı pozisyonlar var mı? Özellikle doğum yapmış kadınlarda gebelikten korunmak için kullanılan spiral rahim içi araç, doğru şekilde takıldığında cinsel ilişki sırasında düşmezler. Spiral nedeniyle uygulanacak özel bir cinsel ilişki pozisyonuna ihtiyaç varken adet gecikir mi?Hormonlu spiral takıldıktan sonra vücut spirale alışana kadar ilk 3 – 6 ayda adet biraz düzensiz olabilir, az da olsa adet kanaması öncekine göre biraz fazla da olabilir, hafif ara kanama meydana hangi durumlarda düşer?Spiral kaymasının en yaygın nedeni, spiralin doğru bir şekilde yerleştirilememiş olmasıdır. Tam olarak yerleştirilemeyen spiraller zaman içerisinde başka yönlere doğru hareket edilebilir. Bu durumu önlemek için, ilk uygulamadan sonra mutlaka kontrol muayenesi yapılmalıdır.

spiral varken fitil kullanılır mı